Coumadin kan sulandırıcı bir ilaç olarak ifade edilse de, kanın pıhtılaşma yeteneğini azaltmak için kullanılır demek daha doğru olur. Kalp-damar sistemi içinde veya protez kalp kapakları üzerinde kanın pıhtılaşması ve bundan kopan parçaların gidip değişik organ veya vücut kısımlarının damarlarını tıkamasından endişe edilen durumlarda kullanılır.
Belli bir dozu yoktur. Etkinliği kişinin karaciğer fonksiyonları, beslenme şekli ve yeşil sebze tüketimindeki değişiklikler, birlikte kullanılan başka ilaçlar gibi birçok faktörden etkilenir. Özellikle bazı kesiciler ve antibiyotikler başta olmak üzere, sayılamayacak kadar çok ilaç Coumadin'in etkisini azaltabilir veya artırabilir. Aynı kişide ve görünen hiçbir sebep olmadan bile belli bir dozun etkisi zaman içinde çok dalgalanmalar gösterebilir.
İlaç etkisinin fazla olması kanama eğilimi yani kanayabilirlik ile sonuçlanır. Bunu vücudun değişik yerlerinde sebepsiz morartılar, burun veya diş eti kanamaları, dışkı yani büyük abdestin kömür gibi siyahlaşması veya kan kusma ile akla gelen mide kanaması, eklem içi kanamalar nedeniyle şiddetli eklem ağrıları, daha az olarak da beyin kanaması gibi durumlar halinde görebiliriz. İlaç dozunun yetersiz olması ise endişe ettiğimiz pıhtılaşma ve damar tıkanması olaylarının yaşanması ile sonuçlanabilir ki, bunun da pratikte en çok karşılaştığımız sonucu felçtir.
Etkisi aynı kişide bile kısa zamanda kolayca sapabilen bu ilacın uygun düzeyde olup olmadığını anlamanın tek yolu INR denilen kan tahlilidir. INR düzeyinin birçok hastalıkta 2-3 aralığında olması hedeflenir. Ancak bu hedefin 3'ün biraz daha yukarısında veya 2'den biraz aşağı olmasının istendiği özel durumlar da olabilir. Genellikle ayda bir gibi bir sıklıkla bakılır. Ancak hastanın özelliklerine göre, hekim bu kontrol zamanlarını kısaltabilir veya biraz daha uzatabilir. Son zamanlarda, bu testi hastanın evde kendi kendine yapabilmesini sağlamak üzere geliştirilen ve şeker ölçüm cihazlarına benzeyen cihazlar da geliştirilmiştir. Etkisi daha öngörülebilir olan ve böylece sık kan tahlili ile doz düzeltmelerine ihtiyaç göstermeyen yeni ilaçlar geliştirilme aşamasındadır, ancak güvenlik testlerinin tümünü geçerek kullanıma sunulmuş bir alternatif henüz yoktur.
Coumadin kullanan hastalara başlıca önerilerimiz şunlardır:
Kendinizi iyi hissetseniz bile INR tahlillerinizi aksatmayın. Zira ilacın doğru seviyede olup olmaması, kendinizi nasıl hissettiğinize bakarak anlaşılamaz.
Coumadin gebeliğin özellikle ilk 3 ayında anne karnındaki bebeğin gelişimini son derece olumsuz etkileyebilen bir ilaçtır. Bir hekim hele gebeliğin ilk 3 ayındaki bir kadın hastaya zaten Coumadin başlamaz.Günlük pratikte, sorun, zaten Coumadin almakta olan bir bayan hastanın günün birinde hamile kalması ve acaba şimdi ne yapılacağı sorusuyla önümüze gelmektedir. Doğumsal anomali riskini göze almamak için, maalesef bu sorunun yanıtı hemen daima kürtaj şeklinde olmaktadır.
Arada bir alınan ilaçların pek bir etkisi olmayabilir. Ancak özellikle aspirin, ağrı kesici ve antibiyotikler başta olmak üzere, birkaç günden fazla kullanılacak her türlü ilacın ve özellikle K vitamininin, Coumadin etkisini değiştirebileceğini unutmayın. Düzenli kullanılacak her türlü ilaç ve hatta bitkisel kökenli tedavilerin hiç olmazsa ilk haftalarında INR tahlilinizi birkaç günde bir yaptırın.
Yeşil sebze yeme alışkanlığınızda değişiklikler yapmayın. Bunları hiç yemezken şimdi yemeye başlamanız veya önceden bolca yerken şimdi yememeye başlamanız Coumadin etkisinde bir anda çok büyük sapmalara yol açabilir.
Coumadin kullanırken düşme, çarpma, kesik gibi her türlü travma ve kazalara karşı çok dikkatli olmalısınız. Bu yüzden erkek hastaların traş olurken elektrikli makine kullanması, jilet veya berberde ustura ile traş olmaktankaçınması önerilir. Çünkü Coumadin pıhtılaşmayı zorlaştırdığı için kanamanın durması epeyce zaman alır. Ufak kesikler veya yaralanmalar normalden biraz daha uzun tampon ve baskı uygulanması ile kontrol altına alınabilir. Ama ciddi bir yaralanma veya kaza, Coumadin kullanan bir hastada hayli ölümcül olabilir.
Herhangi bir ameliyata karar verildiğinde, kanama olmaması için Coumadin'in birkaç gün önceden kesilmesi gerekir. Coumadin kesilse bile etkisi ertesi gün değil, en az birkaç gün sonra azalır veya ortadan kalkar. Esasen çok gerekli olmamakla ve kanamayı durduracak başka yollar da mevcut olmakla beraber, bazen diş çekimi veya benzeri diş işlemleri öncesinde de Coumadin'in kesilmesi istenebilmektedir. Böyle durumlarda Coumadin kesilince ortaya çıkabilecek risklerin üstesinden gelmek ve durumu değerlendirmek gerekir. Coumadin'i kesmenin de tekrar başlamanın da usulü vardır. Bu değerlendirmeyi sadece doktorunuz yapabilir.
Coumadin ile ilgili sık sorulanlar:
1) Bu ilacı kullanmak için her ay kan tahlili yaptırmak zor geliyor. Bunun yerine Aspirin veya Drisentin gibi başka kan sulandırıcılar alamaz mıyım?
Cevap: Her kan sulandırıcının kullanım alanları uzun araştırmalar sonucunda belirlenmiştir. Mesela Aspirin kullanmak gereken bir durumda Coumadin kullanmak yeterli olmaz. Aynı şekilde Coumadin gerekli olduğu bilinen bir durumda da Aspirin veya diğer kan sulandırıcılar arzu ettiğimiz korumayı sağlamaz. Bu konuda en doğru kararı sizi takip eden hekim verecektir.
2) Bulunduğum yerde INR tahlili yerine PT (Protrombin Zamanı) denilen tahlil yapılıyor. Bu da aynı işi görür mü?
Cevap: PT testi sonuçları konusunda değişik laboratuarlar arasında bir standart sağlanamamıştır. Yani kullanılan yönteme göre, aynı hasta hakkında bile değişik laboratuarlarda değişik PT sonuçları çıkabilmekte, bu da beraberinde ayar sorunlarını getirmektedir. INR, PT testi sırasında kullanılan farklı ayıraç ve yöntemlere rağmen sonucun standart olmasını sağlamak üzere geliştirilen ve aslında her laboratuarın bizzat PT testi yaparken kullandığı ayıracın özelliklerine göre hemen tespit edebileceği bir ölçüm birimidir. Bu nedenle, Coumadin kullanan hastaların takibinde INR, dünyanın her yerinde standart olan bir test haline gelmiştir.
3) Böyle riskli bir ilacı sürekli kullanmak zorunda mıyım? Hep almak alışkanlık yapmaz mı?
Cevap: Coumadin kullanılması gereken durumların çoğu kronik, yani kalıcı durumlardır. Bu nedenle coumadin tedavisi de genel olarak sürekli bir tedavidir ve bu ilacı bir süre alıp sonra kesmek, çoğu hastalıklar için söz konusu değildir. Birkaç ay gibi geçici coumadin tedavisinden, ancak az sayıdaki bazı hastalık ve durumlarda söz edilebilir. Alışkanlık veya bağımlılık tabirine gelince, burada bu tabiri kullanmak yanlış. Buna bağımlılık değil, kalıcı özellikteki pıhtılaşma tehlikesi nedeniyle sürekli ihtiyaç duyulan bir ilaç tedavisi demek daha doğru olur. Coumadin ancak kullanıldığı müddetçe tesir eder, bırakılınca en baştaki pıhtılaşma riskiyle tekrar yüz yüze gelinir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder