16 Haziran 2012 Cumartesi

Kalbinizle ilgili merak ettikleriniz


Merak Ettikleriniz

AÇIK KALP AMELİYATI NEDİR?
Kalbin geçici olarak durdurulmasıyla yapılabilen ameliyatlara “açık kalp ameliyatı” denir. Bu ameliyatlar sırasında kalp ve akciğerlerin fonksiyonları durdurularak bu fonksiyonları kalp akciğer makinası dediğimiz bir cihazın üstlenmesi sağlanır. Ameliyatın bitiminde hastanın kalbi yeniden calıştırılarak makinanın işlevine son verilir. Açık kalp ameliyatları sırasında hastaların vücut sıcaklıkları 28-30 dereceye kadar düşürülür.
KORONER BYPASS AMELİYATLARI
Koroner Arter Nedir?
Koroner arterler kalp kasının beslenmesini sağlayan atardamarlardır. Kalp enerji ve oksijen gereksinmesini koroner arterlerce taşınan kanla sağlar. Koroner damarlar kalpten cıkan ana atar damardan (AORTA) beslenirler. Kalpte başlıca 2 ana koroner bulunur. (SAĞ ve SOL koronerler) Sol koroner kalbin daha büyük bir bölümünü beslediğinden daha önemlidir. Sol koronerden ayrılan ön inen dal (LAD) kalbin en hayati bölümlerini besleyen çok önemli bir damardır. Yine sol koronerin dalı olan sirkumfleks ve diagonal dallar kalbin sol yan ve arka duvarını besleyen önemli damarlardır. Sağ koroner damar ve dalları ise kalbin sağ ve arka duvarlarını beslerler.
Koroner Arter Hastalığı Nedir?
Koroner arter hastalığı, arterioskleroz (damar sertliği) nedeniyle koroner damarların daralması veya tıkanması, böylece kalbin yeteri kadar beslenememesi anlamına gelir. Hastalık genellikle erkeklerde 35-40 yaş sonrası, kadınlarda ise menapoz sonrası görülür. Koroner arter hastalığı olanlar özellikle efor sonrası göğüslerinde ve sol ya da sağ kollarında ortaya cıkan 2-3 dakika süren ağrıdan yakınırlar. Hastalığın başlıca risk faktörleri şunlardır: Stresli yaşam, sigara, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, ailede aynı hastalığın bulunması.
Tedavisi Nedir?
Koroner arter hastalığında tedavi medikal (ilaçla) veya cerrahi (ameliyatla) olabilir. Hastalığın cerrahi tedavisi koroner bypass dediğimiz bir ameliyatla gerçekleştirilir.
Koroner Bypass’ta Kullanılan Damarlar Nereden Temin Edilir?
Koroner bypass operasyonunda bacaklardan alınan toplardamarlar (Vena Safena Magna) ve göğüs iç duvarından alınan atardamarlar(Arteria Mammaria İnterna) kullanılır. Özel durumlarda ise mide damarı( Arteria Gastroepiploika), karın ön damarı( Arteria Epigastrika İnferior), önkol atardamarı( Arteria Radialis)ve  kolun toplardamarları da (Vena Sefalika) kullanılabilir. Bu damarların bir ucu tıkalı koronerin distaline (aşağısına) diğer ucu ise kalpten çıkan ana damara (aorta ) dikilir. Böylece tıkalı damarın beslediği bölgelere kan akımı sağlanmış olur. Göğüsten alınıp kullanılan temiz kan damarı sizler için son derecede değerli olup ameliyattan sonra açık kalma oranı en yüksek olan damardır. Bu damar sadece bir boru olmayıp yaşayan damardır, kalbin ihtiyacına göre genişleyip kanı kalbe taşır.
Ameliyatta size ne yapılmakta, ameliyat size neyi sağlamakta ve yararı ne kadar sürmektedir?
Koroner bypass cerrahisinin amacı koroner damarlardaki tıkanma veya daralma sonucu kalbin kan gitmeyen bölgelerine kanı taşımaktır. Bu köprüleme işleminde bacaktan alınan damarlar ve göğüsten çıkarılan damarlar kullanılmaktadır. Bu ameliyat, göğüs ağrılarını azaltmakta, kalbin daha iyi kasılmasını sağlamakta ve kalp krizi ihtimalini ortadan kaldırmaktadır. Sonuçta hastanın yaşam kalitesi ve yaşam süresi artacaktır. Diğer büyük ameliyatlarda olduğu gibi bu ameliyatın da kişinin dayanıklılığını ve enerjisini azalttığını unutmayın. İlk zamanlar hemen yorulacak ve sık sık durup dinlenme ihtiyacını hissedeceksiniz. Zaman geçtikçe vücut güçlenecek ve ameliyatın yararları ortaya çıkacaktır. Koroner bypass ameliyatları kalp duvarlarına taze ve yeterli kan sağladığından duvarlar eskisine oranla daha kuvvetli kasılarak kanı pompalayabilmektedir. Bu sayede ağrılarınız ortadan kalkmakta veya azalmakta, ölüm korkusu giderilmektedir. Kalp eskisine oranla çok kuvvetli ve güvenli kasıldığı için sosyal hayattaki eski yerinizi alıp işinize güvenle devam edebilirsiniz.
Ameliyat sonrası dönemde; daha önce enfarktüs geçirmeyen hastaların enfarktüs geçirme ihtimali ortadan kalkmakta, enfarktüs geçiren hastalarında ikinci enfarktüs geçirme ihtimali de büyük oranda azalmaktadır.
ŞEKER HASTALIĞIM VAR KALP VE DAMAR AMELİYATI OLABİLİR MİYİM?
Şeker hastalığı ameliyat olmanıza engel teşkil etmez. Şeker hastalığı ile damar sertliğinin beraber görülmesi daha sıktır. Bu nedenle koroner bypass adayı hastalarda özellikle kadınlarda şeker hastalığı olabilir.
Hem şeker hastalığınız hem de kilonuz var ise doktorunuz zayıflamanız için size diyet verecek ve ilaçlarınızı düzenleyecektir. Şeker hastalarında, koroner bypass ve diğer damar ameliyatlarından sonra komplikasyonların görülmesi diğer hastalara göre biraz yüksek olabilir.
KALP KAPAK AMELİYATLARI
Kalp Kapağı Nedir?
Kalbimizde kulakçıklarla karıncıklar arasında 2, karıncıklar (ventrikül) ile kalpten cıkan büyük damarlar arasında da 2 adet olmak üzere 4 tane kapak vardır. Bu kapaklar yapıları gereği kanın tek yönde akmasını sağlarlar. Sol karıncıkla aorta arasındaki “AORT” ve sol kulakcıkla sol karıncık arasındaki “MİTRAL” KAPAKLARI kalbin en önemli iki kapağıdır.
Kalp Kapak Hastalığı Nedir?
Değişik nedenlerle kalp kapaklarının kireçlenerek kapağı oluşturan elemanların birbirine yapışması kapak darlıklarını, dejenere olarak genişlemesi ise kapak yetmezliklerini meydana getirir. Darlıklarda kan yeterince rahat akamıyacağı icin, yetmezliklerde de geriye kacacağı için çesitli derecelerde rahatsızlıklar ortaya cıkar.
Kalp Hastalığının Sebepleri Nelerdir?
Kapak hastalıklarının en önemli nedeni çocukluk veya gençlik çağında geçirilen akut eklem romatizmasıdır. Bu genellikle streptokok denen ve boğaz anjini yapan bir mikroorganizmaya vücudun gösterdiği direnç sonucu oluşur. Bazı durumlarda koroner damar hastalığı ile birlikte kalp kapakçıkları da beraber ya da koroner damar hastalığına bağlı olarak hastalanmış olabilirler.
Kapak Hastalıkları Nasıl Tedavi Edilir?
Kapak hastalıklarının tedavisi cerrahidir. Bozuk kapak tamir edilemez durumda ise çıkartılarak yerine suni kapak takılır. Gelişen teknoloji sayesinde kapak protezleri çok gelişmistir. Ancak buna rağmen mekanik kapak takılan hastalar yaşam boyu bazı ilacları kullanmak zorundadırlar.
KALP KAPAĞI TAKILMIŞSA
Günümüzde kalp kapakçıkları oldukça ileri teknoloji kullanılarak mükemmel hale gelmişlerse de, sonuç olarak vücut için yabancı birer maddedirler. Suni kalp kapağı takılan kişilerde dikkat edilmesi gereken iki konu mevcuttur.
1. Bunlardan ilki kapakların üzerine pıhtı meydana gelebilmesidir. Bu amaçla pıhtı oluşumunu önlemek için gerekli ilaçların (Coumadin) hiç aksatılmadan kullanılması zorunlu ve çok önemlidir (Bakınız: önceki sayfalar)
2. Dikkat edilmesi gereken ikinci konu ise bu kapakların nadir olmakla birlikte enfeksiyona yatkın olmaları ve “enfektif endokardit” denen çok ciddi enfeksiyonlara yol açabilmesidir.
Kalp kapağını enfeksiyonlardan korumak için antibiyotik kullanmaya ihtiyacınız olabilir. Normalde vücudun enfeksiyonlara karşı müdafaa mekanizmaları vardır. Fakat hastalıklı kapağı veya suni kalp kapağı olan hastalarda enfeksiyona karşı hassasiyet daha yüksektir. Bu konuda sorumluluk size de en az doktor kadar düşmektedir. Zira enfeksiyonlar kapağınızı ve hayatınızı tehdit edebilir. Bunun önlenmesi için de diş çekimi, dolgu, kanal tedavisi, büyük ve küçük ameliyatlardan önce diş doktorunuza kalp hastalığınızla ilgili tüm dökümanları verip ikaz etme mecburiyetindesiniz. Doktorunuz sizden aldığı bilgilerin detayına göre antibiyotiğe başlayacak ya da Kalp Damar Cerrahisi – Kardiyoloji Uzmanı ile görüşecektir.
HASTANEDEN TABURCU OLDUKTAN SONRA KENDİNİZE NASIL YARDIMCI OLABİLİRSİNİZ?
Bilimsel araştırmalar koroner damar hastalığını kolaylaştıran bazı risk faktörlerini açık olarak ortaya koymuşlardır. Bunlardan biri veya birden fazlası sizde görülebilir. Ameliyat sonrası dönemde de bu risk faktörlerinden uzak kalmak hastalığın ilerlemesini önleyecek ve ameliyattan görülen faydayı artıracaktır.
Koroner damar hastalığı risk faktörleri şunlardır:
Fazla kilo, hareketsiz yaşantı, sigara kullanımı, yüksek tansiyon, stres (gerilim), yüksek kolesterol ve doymuş yağ içeren yiyeceklerle aşırı beslenme.
Bizler bir ekip olarak hayatınızdaki risk faktörlerini tanımanıza ve bunların sayısını azaltmanıza yardımcı olmak istiyoruz. Zararlı alışkanlıkları bırakmak için geç kalmış sayılmazsınız. Kısaca tekrarlarsak;
  • Aktif veya pasif sigara içmeyiniz.
  • Katı yağları kullanmayınız.
  • Kilo almayınız. Gerekliyse veriniz.
  • İlave bir hastalığınız (yüksek tansiyon, diyabet gibi) varsa kontrol altına alınız.
  • Doktorunuzla ilişkiyi kesmeyiniz.
  • İlaçlarınızı düzenli alınız.
  • Düz yolda yürüyüş yapınız. Stresten uzak durunuz.
KALP VE DAMAR HASTALIKLARI NEDEN OLAN RİSK FAKTÖRLERİ
HİPERTANSİYON
Kalbiniz kanı damarlarınıza pompaladığında damarlarınız kanla dolar ve ani bir basınç yüksekliği meydana gelir. Kalbin kasılmasıyla damarlarda meydana gelen bu basınç ölçüldüğünde halk arasında büyük tansiyon olarak ifade edilen sistolik tansiyon elde edilir. Kalp gevşediğinde ve damarlardaki kan dağıldığında damar içerisinde kalan kanın meydana getirdiği basınç ölçülürse bu da halk arasında küçük tansiyon olarak isimlendirilen diyastolik tansiyonu teşkil eder. Örneğin büyük tansiyonunuz 16 küçük tansiyonunuz ise 10 olabilir. Kalp tekrar kasıldığında damarlarda bir önceki kasılmadan kalan kan basıncına (küçük tansiyona) karşı kasılacaktır. Yani küçük tansiyon daima kasılan kalbin önünde bir engel teşkil edecektir. Küçük tansiyon yükseldiğinde kalbin işi artmakta ve kalp zorlanmaktadır. Bu nedenle küçük tansiyonun önemi büyük tansiyona göre daha yüksektir.
Yüksek tansiyon riskini azaltmanız ve tansiyon tedavinizde yardımcı olmanız için aşağıdaki prensipleri uygulamak mecburiyetindesiniz.
  1. Stresi azaltınız.
  2. Tuz ve tuzlu yiyecekleri yemeyiniz.
  3. Rejim yapınız, kilonuzu kontrol ediniz.
  4. Sigarayı bırakınız.
  5. Alkolü bırakınız.
  6. Egzersiz yapınız.
STRES
Stres; endişe, gerilim ve baskı demektir. Stres altında olduğunuz zaman kan basıncı ve kalp hızı artar. Bu da kalbin daha çok çalışmasına yol açar.  Araştırmalar fazla stresin damar sertliği gelişimini hızlandırdığını göstermektedir. Aslında  kişinin hayattaki tüm streslerden kurtulması mümkün değildir; ama stresin vücuttaki etkisini azaltmak için yapabileceğiniz şeylerde vardır. Canınızı sıkan bir şey olduğunda güvendiğiniz biriyle konuşun; rahatlarsınız. Bir çok sorunu bir arada düşünmeyin. Kafanızda küçük bir problemle uğraşırken diğerini bir kenara geçici olarak bırakın.
Kızdığınız zaman bunu sakin bir şekilde belirtin ya da bir şeyle uğraşma, yürüyüş gibi fiziksel bir faaliyette bulunun. Günde birkaç saatinizi zevk aldığınız uğraşılar, hobiler için ayırın. Eğer çoğunlukla kendinizi dinliyor, endişeleniyorsanız başkaları için bir şeyler yapmaya çalışın. Bazı streslerden uzak durabilirsiniz. Sizi duygusal olarak üzdüğünü bildiğiniz durumlardan uzak durun.
DİYET (Perhiz)
Damar sertliği ve buna bağlı damar hastalıklarının oluşumunda rol oynayan önemli risk faktörlerinden biri de kandaki yüksek kolesterol oranıdır (200 mg ve üzeri). Kolesterol, aldığımız bir çok besinde bulunan ve vücut tarafından da üretilen bir çeşit yağdır. İhtiyaç duyulandan fazla aldığımızda başta koroner damarlar olmak üzere tüm atardamarlarda birikir. Kolesterolü 200 mg’ın üzerinde olan bir kişide hastalık tehlikesi 2 kat fazladır. Kandaki kolesterol miktarını azaltmanın en önemli yolu diyettir. Besinlerle aldığımız yağlar genel olarak iki ana gruba ayrılır. Bunlardan biri doymuş yağlardır.  Doymuş yağlar tereyağı, kaymaklı süt, yumurta sarısı, dondurma, krema, çikolata, salam, sosis, kırmızı etler, sakatatlar, kuruyemiş gibi besinlerde bulunan katı yağlardır ve yüksek oranda kolesterol içerirler.
Doymamış yağlar az oranda kolesterol içeren , bitkisel kökenli sıvı yağlardır. Koroner damar hastalığından korunmak veya  hastalığa yakalandıktan sonra ilerlemesini önlemek  ve bypass ameliyatından daha fazla yarar görmek için kullandığımız yağların, doymamış yağ içeren sıvı bitkisel yağlar olması gerekmektedir. Ancak sıvı yağlar da vücutta kolesterole dönüşebileceğinden ve yüksek kalorisi nedeniyle kilo almaya yol açabileceğinden bunlarıda az tüketmemiz gerekmektedir.
Aşırı kilolar başta yüksek tansiyon, felç, şeker hastalığı gibi çeşitli sağlık sorunlarına yol açar. En önemlisi, kalbi, yani hayatınızı tehdit eder. Bu nedenle kilo almamak ve mümkün olduğu kadar kilo verebilmek için aşağıdaki kuralları uygulamanız sağlığınız için gereklidir.
1. Yemek yeme alışkanlıklarınızı gerçekçi bir biçimde değiştirin ve günün belirli saatlerinde, düzenli, azar azar beslenmeyi tercih edin.
2. Yağ ve kalori bakımından fakir besinleri seçin. Yağda kızartmak yerine buharda pişirmek, buğulama yapmak, ızgara yapmak gibi değişik pişirme tarzlarını deneyin.
3. Bütün sıvı ve katı yağları, özellikle tereyağını mümkün olduğunca az miktarda kullanın. Sıvı yağları ve doymamış yağlardan zengin margarinleri seçin.
4. Buğday ekmeği, makarna, pirinç, tahıl ürünleri gibi posa bakımından zengin, nişastalı besinleri tercih edin. Bol taze meyve ve sebze yiyin.
5. Alkollü içkilerin kalori bakımından zengin olduğunu unutmayın.
6. Şeker, tatlı, kek, bisküvi ve sütlü tatlılar gibi besinleri az yemeye çalışın.
7. İdeal vücut ağırlığınızı elde edip korumanın en iyi yolu, sağlıklı bir beslenme ile egzersizi birlikte uygulamaktadır.
BİR RİSK FAKTÖRÜ OLARAK SİGARA
Sigara damar sertliği oluşumunda en önemli risk faktörlerinden  biridir. Sigara içen kişilerin içmeyenlere göre kalp krizi geçirme riski 2 kat daha fazladır. Sigara içiciliği ani kalp ölümleri için en önemli risk faktörüdür. Diğer risk faktörlerinin eklenmesi sigara içenlerin içmeyenlere göre kalp hastalığına yakalanma olasılığını ciddi bir şekilde arttırmaktadır. Yüksek kolesterol seviyelerinin sigara alışkanlığına eklenmesi ile kalp hastalığı riski 4 kat, yüksek tansiyonun eklenmesi ile 7 kat artmaktadır.
Kaç yıl içmiş olursanız olun sigarayı bırakmalısınız. Sigaranın bırakılmasından 10 yıl sonra kalp hastalığı riski sigara içmeyenlerle aynı seviyeye gelmektedir. Yapılan çalışmalarda sigara alışkanlığının bırakılmasının göğüs ağrıları olan hastalarda kalp krizi geçirme riskini 4 kat azalttığı saptanmıştır. Kalp krizi geçirilmiş bile olsa yaşam kalitesinin iyileşmesi ve daha uzun ömür sigaranın bırakılması ile sağlanabilmektedir.
Sigaranın filtreli olması, düşük nikotin seviyeli gibi reklamsal özellikler içermesi kalp hastalığından korunma sağlamamaktadır.
“PASİF İÇİCİLİK” kişinin kendisinin sigara içmemesi, çevresinde sigara içen kişilerin bıraktığı dumanı solumasıdır. “AKTİF İÇİCİLİK” kadar zararlı olan bu durumdan sakınmak için yanınızda sigara içtirmeyiniz. Sigara içilen kapalı mekanlarda oturmayınız.  Sigaranın bırakılması konusunda hastaların sıklıkla dile getirdiği konu uzun yıllardan beri devam eden bu alışkanlığın bırakılmasının güç olduğudur. Ancak uzun yıllardan beri sevdiklerinizle beraber geçirdiğiniz güzel bir hayattan sigara nedeniyle erkenden ayrılmakta güçtür. Sigara, kalp hastalığı riskini ikiye katlamanın yanı sıra öksürük, bronşit, boğaz ağrısı ve ülser gibi hastalıkların ortaya çıkışını hızlandırır.               Sigara çocuklarda dahil olmak üzere, sigara içmeyenlere de zarar verir (pasif içicilik). Sigarayı bıraktığınızda, kalp hastalığı riski hızla azalmaya başlar ve  sonunda hiç sigara içmemiş birisinden farksız olursunuz.
Sigaranın bırakılması konusunda ilk yapılması gereken akıl – irade düzeyinde sigaradan uzaklaşmak, bırakılması gerektiğine inanmaktır. Bu düzenlemeleri sağladıktan sonra Göğüs Hastalıkları doktorları ve sigara bıraktırma polikliniklerinden destek- danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.
Aşağıda ameliyat öncesi sigara kullanan kişilere öneriler yer almaktadır.
  • Ne için sigara içtiğinizi belirleyin. Bir çok insan sinirli olduğunda sigara içtiğini söylemektedir. Sinirinizi gidermek için yürüyüş yapınız ya da başka bir fiziksel faaliyette bulununuz.
  • Bazı kişiler televizyon izlerken veya kahve içerken otomatik olarak sigaraya uzanırlar. Bu tür hareketlerden kaçınmaya çalışın.
  • Sigarayı çok istediğinizde içmeden 10 dakika bekleyiniz, giderek bekleme süresini arttırınız.
SİGARAYI NASIL BIRAKABİLİRSİNİZ?
Yukarıdaki tavsiyelerle sigarayı hala bırakmadıysanız şunları deneyiniz.
•             Belirli bir gün kararlaştırın.
•             Çevrenizin desteğini sağlayın.
•             Sigarayı bir günde, aniden bırakın.
•             Kendinizi sigara içmeyen biri olarak düşünün.
•             Denemekten vazgeçmeyin.
•             Sigara içmeyen arkadaşlarınızla bir arada bulunun.
•             Nikotin bandı gibi yeni teknikleri deneyin.
ALKOL
ALKOL ZARARLI MIDIR?
Birçok hastanın merak ettiği bir diğer konu alkolün kalp sağlığı üzerine etkileridir. Alkol kalp için hem faydalı, hemde zararlıdır. Yapılan çalışmalarda düşük miktarlarda (günde 1-2 kadeh) alkol tüketiminin (özellikle kırmızı şarap) kan yağlarını ve kan pıhtılaşmasını düzenleyerek kalp sağlığı üzerine fayda sağladığı saptanmıştır. Alkolün genellikle akşam yemekleri ya da sonrasında alınması önerilir. Ancak fazla miktarda tüketilecek alkol, kalpte yorulma ve deformite meydana getirir. Kilo artışı ve karaciğer bozukluğu da fazla alkol tüketilmesi ile ortaya çıkan istenmeyen etkilerdir.
EGZERSİZ-(HAREKET )- AKTİVİTE
Öncelikle şunu unutmamalısınız. Egzersiz yapmaya başlamak için hiçbir zaman geç değildir.
  • Egzersizi ameliyattan sonra günlük yaşantınıza yavaş yavaş dahil edin. Örneğin, otobüs durağına giderken daha erken varmaya çalışın. Asansör yerine merdivenleri  kullanın. Yakın yerlere alışverişe giderken otomobile binmeyin, yürüyün.
  • Egzersiz programınızı dikkatle ve yavaş yavaş başlatın.
  • Egzersize başlamadan önce ısınma hareketleri yaparak kaslarınızı hazırlayın, egzersiz bitirilirken de bunu yavaş yavaş yapın.
Kalp Damar Sağlığınıza kavuşmak için yukarıda belirtilenleri alışkanlık haline getiriniz. Egzersizin zamanla şu faydalarını göreceksiniz.
•             Tansiyonunuzun ve kolesterol düzeyinizin düşmesine yardım eder.
•             Şişmanlamanızı engeller.
•             Stresi azaltır
•             Enerjinizi artırır.
•             Eğlenceli olup, zevk verir.
•             Egzersiz sırasında yaptığınız nefes egzersizleri ayrı bir önem taşımaktadır.
DİYETLERLE İLGİLİ BÖLÜM
İlerleyen sayfalarda çeşitli amaçlara yönelik diyet örnekleri ve alınabilecek veya alınması sakıncalı  olan gıdaların listesi bulunmaktadır. Hastalığınız ile ilgili diyet size doktorunuz tarafından ameliyat sonrasında tavsiye edilecektir.
BESLENMEDE TEMEL ÖNERİLER
1. Haftada birkaç gün et yerine kurubaklagil yemekleri (kurufasülye, nohut, mercimek vb gibi) tüketiniz.
2. Etli yemeklere yağ eklemeyiniz.
3. Yemeklere koyduğunuz yağ miktarını azaltınız. Kızartma yerine haşlama veya ızgarayı tercih ediniz.
4. Haftada bir defa iyi haşlanmış yumurta yiyebilirsiniz.
5. Yarım yağlı veya yağsız(light) sütleri tercih ediniz.
6. Salatalarda yağ yerine limon, maydonoz, sarımsak, veya 1-2 kaşık sulu yoğurt + sarımsak şeklinde sosları tercih ediniz.
7. Günde en az 1 limon tüketiniz.
8. Tuzu az tüketiniz, sofrada tuzluk bulundurmayınız.
9. Öğün atlamayınız. Az az ve sık yemek yemelisiniz.
10. Hergün en az 2 litre (10 su bardağı) su – sıvı tüketmelisiniz
11. Hergün en az 30-45 dakika hızlı tempoda yürüyüş gibi düzenli egzersiz yapmalısınız. Egzersize başlayabileceğiniz tarihi doktorunuza danışınız.
12. Kilonuzu takip ediniz.
13. Yiyeceklerle alınan posa yüksek kan kolesterolünü, diğer yağları düşürür. Bu nedenle
a. Kepekli ekmek tercih ediniz.
b. Kabuğu ile yenilebilen meyveleri kabuğunu soymadan tüketiniz.
c. Öğünlerde sebze ve salata yemeyi ihmal etmeyiniz.
d. Kurubaklagilleri sıkça tüketiniz.
Bir gün içerisinde sınırlı yenilmesi gereken yiyecekler
  1. Günlük alınan yağ miktarı kısıtlı olmalıdır. Bu nedenle günlük yemekler ile vücuda giren toplam yağ miktarı 3 yemek kaşığından(30 gram) fazla olmamalıdır. Bunun 2 yemek kaşığı bitkisel yağlar (ayçiçek, zeytinyağı, mısırözü yağı gibi), diğer bir yemek kaşığı ise yumuşak margarinlerden alınabilir. Sonuç olarak yemeklerinizde sıvı yağ kullanıyor olsanız bile yağ miktarı az olmalıdır.
  2. Aşırı şeker tüketilmesi kan yağlarını özellikle trigliserit düzeyini arttırır. Bu nedenle bir günde 40 gram (8 tatlı kaşığı kadar) toz şeker veya 4 tatlı kaşığı bal veya reçelden fazlasını tüketmeyiniz.
  3. Bir günde 500 gram (3 orta büyüklükte su bardağı) süt veya yoğurttan fazlasını tüketmeyiniz. Kaymağını yemeyiniz.
  4. Bir günde 60 gram(2 kibrit kutusu) beyaz peynir veya 1.5 kibrit kutusu kaşar peynirden fazlasını tüketmeyiniz.
  5. Bir günde 120 gram (4 orta büyüklükte köfte kadar) yağsız et, balık, tavuktan fazlasını tüketmeyiniz. Tüketeceğiniz miktarında haşlama ya da ızgara olarak pişirilmesine özen gösteriniz.
AZ KOLESTEROLLÜ, AZ YAĞLI DİYET LİSTESİ
Fazla kolesterollü besinlerle beslenmek kan kolesterolünü(yağlarını) yükseltir. Bu nedenle aşağıda sıralanan besinleri tercih etmeyiniz.
DİYETİNİZİ İYİ UYGULAYABİLMENİZ İÇİN DİKKAT EDECEĞİNİZ HUSUSLAR
  • Diyetiniz ihtiyacınıza göre planlandığı için yiyeceklerinizi, belirtilen miktarlarda ve öğünlerde her zaman aynı saatte yemeniz gerekir.
  • Etler; haşlama, ızgara, fırın ya da sebzelerle birlikte pişirilmelidir.
  • Hazır satılan, içeriği bilinmeyen yiyecek ve içecekleri diyetisyeninize- doktorunuza danışmadan yemeyiniz.
  • Çalışma ve uyku saatlerinizin düzenli olmasına dikkat ediniz.
KABIZLIKTA DİYET VE TAVSİYELER
  • Kalp ameliyatı sırasında kesilen iman tahtası kemiğinin (sternum) sorunsuz kaynayabilmesi için kabız olmamanız, tuvalet sırasında fazla ıkınmamanız gereklidir. Bu nedenle aşağıdaki kurallara uymanız size kolaylık sağlar.
  • Her gün en az 1.5 litre (7-8 su bardağı) sıvı alınız. Çok soğuk ve buzlu içecekler, alkollü içkiler , koyu çay, kahve ve sigara içmeyiniz.
  • Fiziksel hareketlerinizi arttırınız. Orta derecede fizik egrersizler yapınız (yürüyüş, spor, karın adalelerini kuvvetlendirici masajlar gibi)
  • Dışkılama alışkanlığınızı düzeltiniz. Her gün belli bir saate muntazam olarak dışkılama için ihtiyaç duymasanız da tuvalete gitmeye alışkanlık haline getiriniz.
  • Bol posalı diyet uygulayınız. Bağırsakların normal çalışması için sindirim artıkları ile yeteri kadar dolması lazımdır. Bu sebeple fazla posa bırakan yiyecekler yemek gerekir. Posası en fazla olan yiyecekler sırasıyla kurubaklagiller (% 4-5), tahıllar (%2-2,5), taze sebzeler (% 1-2), taze meyveler (% 5.5-1) olarak sıralanabilir. Kepekli ekmek, tahıllar, kurubaklagiller sık alınmalı; her gün en az dört kez sebze ve meyve tüketilmelidir. Sabahları aç karnına  erik ve kayısıdan yapılmış marmelattan bir kaşık alarak üzerine su içilmelidir. Bağırsak hareketlerini arttırır.
ÖRNEK DİYET
Kalkınca
1 kaşık erik veya kayısı marmelatı, 1 su bardağı ılık su veya ıhlamur
Sabah
1-2 dilim Kepekli ekmek, 1 adet yumurta(30 gr. peynir veya tahin pekmez veya çorba), zeytin ( 5-6 adet), 1 tatlı kaşığı yağ.
Öğle
1 porsiyon kurubaklagil yemeği, 1 porsiyon bulgur pilavı, bol salata(veya cacık) 1-2 dilim kepekli ekmek.
Akşam
Sebze çorbası, bitkisel yağlı veya kıymalı sebze yemeği, yoğurt, meyve, 1-2 dilim kepekli ekmek

Kaynak:http://tutfkdc.wordpress.com/merak-ettikleriniz/

Diş ve Coumadin

Merhabalar, 2012 Şubat ayından beri Coumadin kullanıyorum.3 seneyi geçtim (2015 yılında yazmıştım).Nice yıllara insallah :) Genel o...