Ablasyon: Bir dokunun istenmeyen etkisinin ortadan kaldırılması için o dokunun çeşitli enerji türleriyle yakılması. Örneğin bazı aritmilerde aritmiye sebep olan dokunun radyofrekans enerjisi ile veya soğuk uygulama ile yakılması işlemi.
Anevrizma: Atardamarların veya kalp kasının bir bölümünün genişleyerek balonlaşması. Kalpteki anevrizma genellikle kalp krizi sonrası gelişir; damardaki anevrizma ise çoğunlukla damar sertliği sonucu olur.
Angina: Kalp kasının oksijensiz kaldığı durumlarda göğüste veya sırtta hissedilen ağrı. Kalp krizi işareti olabilir.
Aort (damarı): Sol karıncıktan çıkan ve vücuda kanı ulaştıran ana damar.
Arrest: Kalbin kan pompalama faaliyetinin ani olarak durması (pratik olarak kalp durması), müdahale edilmezse bir-kaç dakika içinde ölümle sonuçlanır.
Arter: Atardamar
Antioksidan: Hücre içindeki bazı yaşamsal reaksiyonlarda ortaya çıkan atık moleküllerin zararlı etkilerinin azaltan moleküller / vitaminler.
Ateroskleroz: Atardamar duvar çeperinin genetik yatkınlık zemininde ancak sonradan sigara, hipertansiyon, kolesterol ve şeker hastalığına bağlı olarak kalınlaşması, sertleşmesi ve atardamarlardaki açıklığın azalması, bazen de aniden tıkanması hastalığı. Bu hastalık kroniktir; çoğu zaman işaret vermez. Bazen kalp krizi ve felç gibi ani kalp ve beyin hastalıklarına, hatta ölüme neden olur.
Atriyal fibrilasyon: Kalp kulakçıklarından kaynaklanan önemli ve sık bir aritmi türü.
Blok: Kalbin elektrik sistemine ait dokuların hastalığı nedeniyle elektrik uyarısının kalp dokulara gereken zamanda ve şekilde ulaşamaması.
Bradikardi: Kalp hızının kabul edilen normal rakamın altında (< 60 / dk) olması hali.
Derin ven trombozu: Bacaklardaki veya karındaki büyük toplardamarlarınpıhtıyla tıkanma hali.
Ekstrasistol: Kalbin aniden ve çok kısa bir süre için bir veya birkaç atım fazladan kasılması.
Emboli: Damar içinde pıhtının oluşması ve bulunduğu yerden koparak başka bir damarı tıkaması hastalığı. Örneğin pulmoner emboli: bacak toplar damarlarında oluşan pıhtının sağ kalpten geçerek akciğere ulaşması ve akciğer atardamarını / dallarını tıkaması hastalığı.
Endokardit: Kalbin içini ve kalp kapaklarının yüzeyini kaplayan dokunun (endokard) iltihabi (yangısal) hastalığı. Mikrobik veya mikrobik olmayan çeşitli nedenleri olabilir. En sık neden bakterilere bağlı infeksiyonlardır. Bazen de romatizmal hastalıkların seyrinde görülür.
Heparin: Kanın pıhtılaşma fonksiyonunu azaltan ilaç. Damar yoluyla veya cilt içine iğneyle verilerek kullanılır.
HDL kolesterol: (high-density lipoprotein cholesterol) Vücutaki kolesterol çeşitlerinden birisidir. Genellikle “iyi huylu-koruyucu” kolesterol olarak tanınır. Kandaki HDL kolesterol miktarı yüksek olanlarda kalp ve damar hastalıkları riski daha az; HDL kolesterol düzeyi düşük olanlarda ise risk daha fazladır.
Kalp krizi: Kalbi besleyen damarlardan birinin veya dallarının aniden tıkanmasına sonucu o damarın beslediği alandaki kalp kasının canlılığını yitirmesi ve kalıcı hasara uğraması.
Kalp romatizması: Bazı bakteriyal boğaz infeksiyonları sonrası kalp dokusuna karşı gelişen reaksiyonun yol açtığı hastalık. Kalbe karşı gelişen bu reaksiyon yıllar sonra kalp kapak hastalığına sebep olabilir.
Kalp yetersizliği: Kalbin kan dolaşımı sağlamasındaki yetersizliğine bağlı gelişen akut veya kronik hastalık hali. En sık olarak kalp kasının kasılma veya gevşemesindeki bozukluğa, kalp kapaklarının açılıp kapanmasındaki bozukluğa veya kalbi saran zarın (perikard) hastalıklarına bağlı olarak gelişir.
Kardiyomegali: Kalp büyümesi, büyük kalp. Çoğu zaman kalp yetersiziliği hastalarında görülür.
Kardiyomiyopati: Kalp kasının doğumsal veya sonradan gelişen fonksiyonel veya anatomik bozukluğu hali. Farklı çeşitleri ve ciddiyet dereceleri vardır.
LDL kolesterol: (low density lipoprotein cholesterol) Vücutaki kolesterol çeşitlerinden birisidir. Genellikle “kötü huylu” kolesterol olarak tanınır. Kandaki LDL kolesterol miktarı yüksek olanlarda kalp ve damar hastalıkları riski daha fazladır.
Mitral valv (kapak) prolapsusu: Mitral kapağın yapısal olarak gevşek olması ve tam kapanaması. Çoğu zaman önemli ve ciddi bir hastalık değildir. Bazen kalp romatizmasına bağlı olarak gelişir; bu durumda takibi gerekir.
Miyokard infarktüsü (bakınız kalp krizi)
Monitorizasyon: Bazı yaşamsal vücut fonksiyonlarının tıbbi amaçla sürekli olarak izlenmesi ve kaydedilmesi. Kardiyoloji hastalarında genellikle kalp atımları, nabız hızı, kan basıncı, kandaki oksijen miktarı vb monitorize edilir.
Ödem: Vücutta çoğunlukla ayak bilekleri etrafında veya göz kapakları etrafında şişlik olması. Çoğunlukla vücuttaki su fazlalığından ve damar içindeki basınç fazlalığından dolayı suyun toplardamarlardan ve kılcal damarlardan dışarıya sızarak doku içine yayılmasına bağlıdır. Ödemli doku yumuşaktır ve basmakla çukur kalır veya ayaktaki çorap iz bırakır.
Perikard: Kalbi dışarından saran, kalp etrafındaki zar. İç ve dış olmak üzere iki yaprakçık halindedir; içteki zar (viseral perikard) daha ince ve kalbe yapışıktır, dıştaki zar (pariyetal
perikard) daha kalın ve sağlamdır.
Perikardit: Kalbin etrafındaki zarın (perikard) hastalığı. Sıklıkla mikrobik (viral-bakteriyal, vb) nedenlidir; bunun dışında üre yüksekliği olan böbrek hastalarında veya bazı romatizmal hastalıkların seyri sırasında görülebilir.
Pulmoner emboli: Sağ kalpten akciğerlere giden atardamarların veya dallarının pıhtıyla tıkanması hastalığı. Kronik veya akut olabilir.
Senkop: Kısa süreli ve kendiliğinden düzelen geçici bilinç kaybı. Beyne giden kan akımının çeşitli nedenlerle aniden azalmasına / duraklamasına bağlıdır.
Taşikardi: Kalp hızının kabul edilen normal rakamın üzerinde (> 100 / dk) olması hali.
Tromboflebit: (flebit) Toplardamarda kan pıhtılaşması ile seyreden damar tıkayıcı hastalık.
Ven: Toplardamar