Biküspid Aort Kapaklı (BAK)* olgularda elektif çıkan aort replasmanı zamanlaması ile ilgili öneriler:
Elektif çıkan aort replasmanı özellikle deneyimli merkezlerde düşük mortalite ve morbidite oranları ile yapılabilmektedir. Anevrizmanın yıllık rüptür ve diseksiyon riski beklenen perioperatif mortalite ve morbidite oranlarını aştığında girişim endikasyonu oluşur. Bu nedenle idiyopatik çıkan aort anevrizmalarında aort çapı 5.5 cm’yi aştığında cerrahi girişim önerilmektedir. Oysa BAK yukarıda belirtildiği gibi aynı zamanda çıkan aort hastalığıdır. Bu olgularda çıkan aort daha hızlı dilate olur ve daha genç yaşta diseksiyon ve rüptürle sonuçlanır. Bu nedenle Marfan sendromu gibi çıkan aort 5.0 cm’ye ulaştığında ameliyat edilmelidir.
American College of Cardiology ve American Heart Association 2006 kılavuzunda da bu şekilde önerilmektedir. Akut diseksiyon uluslararası kayıtlarına göre; diseksiyon olgularının sadece %3’ünde BAK (Biküsbit Aort Kapak) görülmesi, bu öneriye karşı çıkan görüşlere dayanak olmuştur. Oysa aynı kayıtlarda akut diseksiyonla gelen olguların ortalama aort çapının 5.3 cm olduğu ve bu olguların %40’ının 5.0 cm’nin altında, %60’ının ise cerrahi sınır olan 5.5 cm’nin altında olduğu dolayısıyla 5.5 cm’nin diseksiyonu önlemede iyi bir kriter olmadığı verileri bulunmaktadır.
Sadece kapak replasmanı yapılan 201 biküspid kapak hastasının uzun dönem takibinin yapıldığı bir çalışmada 15 yıl içerisinde çıkan aort komplikasyonu görülmeme oranı çıkan aort çapı 4.0 cm’nin altında olanlarda %86,4.0-4.4 cm olanlarda %81, 4.5-4.9 olanlarda %43 olarak saptanmıştır. Kapak disfonksiyonu nedeniyle aort kapak replasmanı yapılan biküspid kapaklı hastalarda çıkan aort çapı 4.0 cm’yi aşmışsa birlikte çıkan aort replasmanı da yapılmalıdır.
Çıkan aort çapı sınırda (4.5-4.9 cm) olan BAK hastalarında ciddi aort hastalığını gösteren diğer bulgular varsa girişim önerilebilir. Bunlardan birincisi aortun hızlı ekspansiyonudur (yılda 0.5 cm ve üzeri). İkincisi düzeltilmiş veya düzeltilmemiş aort koarktasyonu olmasıdır.
Aort koarktasyonun ilave bir patoloji olması daha yaygın ve ciddi aort hastalığı anlamına gelmektedir. Üçüncüsü birinci derece yakınlarında diseksiyon veya rüptür öyküsü olmasıdır. Dördüncüsü ise hastanın vücut yüzey alanının küçük olmasıdır. Aort çapının vücut yüzey alanına oranıyla hesaplanan “aortic size indeks”in anevrizmaya bağlı diseksiyon veya rüptür ihtimalinin daha sağlıklı göstergesi olduğu konusunda son yıllarda yayınlar mevcuttur.
Sonuç olarak, biküspid aort kapağı en sık görülen doğuştan kalp anomalisidir ve sadece kapak hastalığı olmayıp özellikle çıkan aort medya tabakasında defekt ile karekterize bir aort hastalığıdır. Triküspid aort kapak ile karşılaştırıldığında çıkan aort yüksek oranda ve daha hızlı bir şekilde dilatasyona uğrar ve hastalarda daha genç yaşta diseksiyon veya rüptüre yol açar. Bu nedenle aort çapı 5 cm’yi aştığında, bazı risk faktörleri varlığında 4.5 cm’yi aştığında, kapak replasmanı gereken olgularda da 4 cm’yi aştığında profilaktik çıkan aort replasmanı önerilmektedir. Bu öneriler sınırlı verilere dayanmaktadır; kanıta dayalı olması için prospektif ve kontrollü çalışmalar gereklidir.
*BAK(Biküsbit Aort Kapak) :İki yaprakcıklı aort kapağı.Normal kişilerde aort kapağı üç yaprakcıklı(triküsbit) dır.
*BAK(Biküsbit Aort Kapak) :İki yaprakcıklı aort kapağı.Normal kişilerde aort kapağı üç yaprakcıklı(triküsbit) dır.