20 Mart 2015 Cuma

Diş ve Coumadin






Merhabalar,

2012 Şubat ayından beri Coumadin kullanıyorum.3 seneyi geçtim (2015 yılında yazmıştım).Nice yıllara insallah :)
Genel olarak istediğim aralıkta gitti inr değerlerim.
Bir kez daha dahi olsun Coumadin almayı unutmadım.Almayı unutmayı bırakın saatini dakikasını aksatmadım.Muhteşem bir ikili olduk Coumadin ile ...

O kadar alıştım ki ,onsuz bir hayat düşünemiyorum :)

Bir gün  kahrolası bir diş aramıza girdi Coumadin ile.

Diş doktorum o hain dişin çekilmesi gerektiğini,sonrasında o dişin yerine implant yapılmasının uygun olacağını söyledi.

Eyy diş doktoru yavaş ol ,benim kalp kapağım değişti ,öyle implant falan beni bozar  dedim.

İlk iş direk kalp doktoruma aramak oldu.Benim için en iyisinin implant olacağını söyledi o da .

Eee ne olacak şimdi Coumadin , nasıl olacak bu iş dedim doktoruma !

Diş çekimi sonrasında implant !!! Fena yaniii...

Doktorum Coumadini operasyona 4 gün önceden kesmemi söyledi.

Inr değerim 2.0 'a düşünce de Cleaxane 0.6 'ya başlamamı söyledi.

Hep duymuştum bu Cleaxane'i."Kendi kendine iğne vurmak " duyduğumda bile tüylerim diken diken oluyordu.

Şimdi başıma geliyordu.Günde 2 kere (12 saat arayla göbekten tek fırttt :))

Diş işlemi Salı günü olacaktı.

Cuma günü coumadin almadım.

Cumartesi günü INR'mi ölçtüm.(2,2)

Cumartesi günü ilk Cleaxane i çaktım göbekten.Önemli olan iğneyi batırmak.Öyle çok yavaş olursan
iş uzatırsan canın daha çok acıyor.Göbekten bir karış kadar ileriye  çaktım.Youtube ta falan var nasıl nereye vurulması gerektiğini anlatan videolar.

Coumadin almayınca o kadar büyük eksiklik hissettim ki hayatımda .Bir endişe bir stres aman tanrım..

Doktorum işlemden önceki vurmam gereken Cleaxane'i vurmamamı söyledi.İşte can alıcı nokta.O süre içinde hadi bişey olursa !!!Stress tavannnnn...

Önümde operasyona 4 gün var.Internet var,google var.(Cahillik mutluluk!)Araştır babam araştır.Endişe ,kaygı,stresssss uff kafayı yemeğe ramak kaldı...

Neyse Salı operasyon günü geldi.Diş taşı temizliği,diş çekimi ve implant.Bir saatte bitti.İşlem öyle çok kanamalı falan olmadı.Süper yani.O kadar stres 2 satırlık iş için yani..

Neyse bu kadar basit değil.İşlemden 6 saat sonra ilk Cleaxane'i yaptım.Coumadin yok!

Neyseki ağrı falanda olmadı.Uyudum saat 00:00 gibi.

Saat 03:00 gibi bir uyandım.Aman tanrım.Yastık kan içinde !!!

Ama öyle kanın fışkırması gibi bişey yok.Sızıntı şeklinde kanıyor.Hemen aradım kalp
doktorumu.

Cleaxane erken vurdun dedi doktorum.(Doğru söylüyor.Kalp doktorum 12 saat sonra yap demişti)

Ben dayanamadım tabi .Daha erken vurdum.Diğer risklerle kanamayı karşılaştırınca kanama daha

katlanılabilir gelmişti açıkçası :(

Ertesi gün Coumadin'e başladım.2 gün sonra Inr 2.1'di.Bunu görünce Cleaxane'i bıraktım.Cleaxane

göbeğimin sağ ve solunda kocaman morluklar bırakarak hayatımdan çıktı

Coumadinimle kavuşmuştuk  artık ..

Ama dişimdeki sızıntı şeklindeki kanama 4 gün geceleri olmak kaydıyla devam etti.

Bu herkeste böyle olacak diye bir kaide yok tabi.Ama bende 4 gün sürdü İmplant bölgesindeki

kanama.


Özetlersem:

Diş bizler için çok önemli.Aksatmamak ,geçiktirmemek lazım.Stresi yönetmek, güvenebileceğiniz doktoru bulmak,hijyen ,tecrübeli kişilere kendinizi emenat etmek çok önemli...



Bol sağlıklı günler diliyorum......


Not:Penisiline alerjim olduğu için Klindan kullandım.Operasyondan 2 gün önce başladım Klindan'a.
Operasyondan sonra 4 gün daha kullandım.Operasyondan 1 saat önce birde antibiyotik iğne yapıldı.

Not 2:İmla hatalarım af ola :)

Kaynaklar
http://dent.ege.edu.tr/yayinlarimiz/bitirme_tezleri/pdf/821.pdf
http://library.cu.edu.tr/tezler/5981.pdf

5 Eylül 2013 Perşembe

KALP AMELİYATI SONRASI YAŞAMINIZ


KALP AMELİYATINDAN SONRA YAŞAM VE 
DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Bu kitapçık, kalp ameliyatı sonrasında hasta ve ailelerinin sorularına 
kılavuz olmak üzere hazırlanmıştır. Buradaki bilgiler, hastaların çoğunluğuna 
uygun olacak şekilde hazırlanmış olmakla birlikte, kendi doktorunuzun önerilerinden farklılıklar gösterebilir. Buradaki genel bilgiler, sizin durumunuzu 
bilen ve yakından takip eden doktorunuzun önerilerinin yerini tutamaz.   
Her hasta uygulanan cerrahi girişime 
farklı yanıt verir. İyileşme süreci farklılıklar 
gösterir. Bu açıdan her hasta “özel”dir. Kalp 
ameliyatları da birbirlerine benzemekle 
birlikte, (koroner baypas, kapak tamiri veya 
değiştirilmesi, aort damar ameliyatları gibi) 
önemli farklılıklar içerebilirler. Tüm bunlara 
rağmen bazı genellemeler yapılabilir. 

1. EVDEKİ İLK GÜNÜNÜZ

Evdeki ilk gününüzde bir miktar yorgunluk hissedebilirsiniz. İlk günü
evde dinlenerek geçirmeyi planlayınız. Sonraki günlerde biraz daha aktif olabilirsiniz. Ziyaretçi sayısını ve kalma sürelerini kısıtlayınız, mümkünse ziyaretçi
kabul etmeyiniz.

2. BİREYSEL BAKIM

a. Duş Alma

Doktorunuzun onay verdiği tarihte duş alabilirsiniz. Genel olarak ameliyattan 4-5 gün sonra duş alabilirsiniz. Duş alırken dikkat edeceğiniz noktalar şunlardır:
• Ilık su kullanınız (Sıcak su önerilmemektedir).
• Duşunuzu ayakta değil sandalye ya da tabure üzerinde oturarak alınız.
• Duş almakta enerji gerektirir bu
yüzden kendinizi yorgun hissedebilirsiniz. Yanınızda birisinin yardım amaçlı bulunması gerekmektedir.
• Yara yerinizi ılık suyla ve sabunla
yavaşça yıkayınız, ovalamayınız.
• Duş aldıktan sonra yara yerinizi
kuru tutunuz. Doktorunuz önermemişse yara yerine losyon, pudra,
krem ya da pomat kullanmayınız.

b. Kilo Takibi

• Kalp ameliyatlarından sonra hızlı kilo alımı önerilmemektedir.
• Her gün aynı saatlerde tartılınız ve tartı sırasında giydiğiniz elbiselerin eşde-
ğer ağırlıkta olmasına dikkat ediniz.
• Günde 1 kg’ dan fazla ya da haftada 3 kg’ dan fazla kilo aldıysanız doktorunuza haber veriniz.

c. Ödem (Şişlik) Önleme

• Uzun süre hareketsiz kaldığınızda bacaklarınızda bir miktar şişlik olabilir.
Bunu önlemek için saatte bir ayağa kalkınız ve birkaç dakika yürüyünüz.
• Doktorunuz önerdiyse, sabah uyandığınızda varis çoraplarınızı giyiniz ve
uyumadan önce çoraplarınızı çıkartınız. Varis çorabını gün içinde çıkarıp tekrar giymeniz gerektiğinde yatarak ayaklarınızı 20 dakika süreyle yüksekte bekletip daha sonra çorabınızı giyiniz. Çorapta kırışıklık, katlanma olmamasına
dikkat ediniz.
• Otururken ayaklarınızı sarkıtmayınız. Otururken ya da uzanırken ayaklarınızı
hafifçe yukarıda tutarak, bacaklarınızın altını yastıkla destekleyebilirsiniz.

d. Yara Bakımı


• Ameliyattan sonra göğsünüzdeki kesi yeri hava ile temas eder ve kuruyarak
kabuk bağlar. Ameliyat yerlerinizi tam iyileşene kadar temiz tutunuz, yara yerine dokunmadan önce mutlaka ellerinizi yıkayınız. Yumuşatıcı kremler, pudra,
kolonya vs. sürmemeli ve bu bölgelerin hava almasını sağlamalısınız.
• Ameliyattan sonraki bir yıl içerisinde yara yerlerinizi direkt güneş ışığından
koruyunuz. Bu dönemde yara yerlerinin güneş ışığına maruz kalması renk koyulaşmalarına yol açabilir.
• Yaralarınızı her gün kontrol edin ve aşağıdakilerden birini fark ederseniz doktorunuza danışın:
- Yara bölgesinde artan hassasiyet ve ağrı
- Yara kenarlarından taşan ve artan kızarıklık ve şişlik
- Yara bölgesinde akıntı
- Yüksek seyreden ve düşmeyen ateş

e. Ağrıyla Başetme

• Omuz ve sırt bölgelerinde olabilecek ağrılar için doktorunuzun önerdiği ağrı
kesicileri düzenli olarak kullanınız.
• Öksürme ve hapşırma durumlarında olabilecek ağrıyı azaltmak için ameliyat
bölgenizi elle ya da küçük bir yastıkla destekleyiniz.
• Pozisyonunuza bağlı ağrı yaşayabilirsiniz. Bu durumda pozisyonunuzu de-
ğiştirmek, omuz ve kolları sık sık hareket ettirip düzgün vücut pozisyonunda
yürümek faydalı olacaktır.

f. İlaç Kullanımı

• İlaçlarınızı kolay ulaşabileceğiniz yerlerde bulundurunuz. Seyahate çıkarken
ilaçlarınızı yeterli miktarda yanınıza alınız.
• İlaç kullanımında yemek öncesi yemekten onbeş dakika önce, yemek sonrası
ise yemekten onbeş dakika sonra demektir.
• İlacınızı almayı unutursanız bir sonraki ilaç saatinizde aynı ilaçtan iki tane
birden almayınız.
• Kendinizi iyi hissettiğinizde ilaçlarınızı kullanmayı bırakmayınız.
• İlaca bağlı beklenmeyen bir yan etki gözlediğinizde, doktorunuza bildiriniz.

g. Kabızlığı Önleme

• Kalp ameliyatı sırasında kesilen göğüs kemiğinizin sorunsuz kaynayabilmesi
için kabız olmamanız, tuvalet sırasında fazla ıkınmamanız gereklidir.
• Uzun süre hareketsiz kalmayınız. Önerilen şekilde yürüyüşlerinizi yapınız.
• Aldığınız sıvıların ılık olmasına dikkat ediniz. Doktorunuz sıvı alımınızı kısıtlamadı ise günlük en az 1,5-2 litre sıvı tüketiniz.
• Çok soğuk ve buzlu içecekler, koyu çay, kahve ve sigara içmeyiniz.
• Dışkılama alışkanlığınızı düzeltiniz. Her gün belli bir saatte ihtiyaç duymasanız da tuvalete gitmeyi alışkanlık haline getiriniz.
• Bağırsakların normal çalışması için sindirim artıkları ile yeteri kadar dolması
lazımdır. Bu sebeple posa içeriği yüksek olan gıdalar tüketmelisiniz. Kepekli
ekmek, tahıllar, kurubaklagil, sebze ve meyve tüketiniz.
• Sabahları aç karına ılık su içiniz.

3. SAĞLIKLI BESLENME

a. Kalp Damar Sağlığımızı Korumak İçin Az Yağlı, Az Kolesterollü Beslenme ve Diyet Önerileri:

• Gün boyunca az yağlı-kaymaksız süt veya yoğurt (2-3 su bardağı) ve az yağlı
beyaz peynir(1 kibrit kutusu kadar), haftada 2-3 gün kırmızı et olmak üzere; 2
yumurta büyüklüğü kadar dana, sığır eti (yağsız) ve haftada 4-5 gün beyaz et
olmak üzere; 4-5 yumurta büyüklü-
ğü kadar tavuk, balık, hindi eti (haftada en az 1-2 gün balıketi) tüketiniz.
• Sıvı yağlardan zeytinyağı veya fındık yağı, mısırözü veya soya ya da
ayçiçek yağı tercih ediniz.
• Günde en az 2-4 porsiyon pişmiş
sebze yemeği ve çiğ sebzelerden yağ
eklemeden sınırsız ve bol miktarda
tüketiniz.
• Yemeklerde tam buğday / çok tahıllı / kepekli ve benzeri ekmek çeşitlerini
tercih ediniz.
• Kabuklu yenebilen meyveleri soymayınız.
• Haftada 2-3 kez kurubaklagil (kuru fasulye, nohut, mercimek, barbunya) yemeye özen gösteriniz.
• Haftada 1-3 kez 1 kibrit kutusu kadar beyaz peynir veya 1 köfte kadar et yerine 1 tam yumurta (haşlanmış / yağsız) yenilebilir.
• Yemeklerinizi hazırlarken fırınlama, haşlama, ızgara ve teflonda yağsız pişirme yöntemlerini kullanınız.

b. Kalp Damar Sağlığımızı Korumak İçin Kaçınılması Gereken Besinler

• Sakatatlar (karaciğer, beyin, böbrek, dil, dalak, yürek, işkembe, paça gibi) ve
deniz ürünleri.
• Salam, sosis, sucuk ve pastırma gibi şarküteri ürünleri ile yağlı etler, yağlı balıklar, yağlı tavuk, tavuk ve hindi derisi.
• Margarin, tereyağı, iç yağı, kuyruk yağı gibi katı yağlar ve yağlı gıdalar (kaymak, krema, mayonez, çikolata, soslar, tahin ve tahin helvası, kaşar peyniri gibi
çok yağlı peynirler).
• Et, sebze, hamur gibi yağda kızartmalar, hamur işleri (pasta, börek, poğaça ve
pastane ürünleri).
• Kuruyemişler ve hazır meyve suları, meşrubatlar (coca-cola, pepsi-kola, fanta,
gazoz vb), alkollü içecekler, kremalı kahveler ve önerilen miktardan fazla tuz
ve çok tuzlu yiyeceklerden kaçınınız.

4. HAREKET ESNASINDA DİKKAT EDİLECEKLER

Ameliyat sırasında göğüs kemiğiniz kesilmiş ise, kemiğin tekrar eski
bütünlüğünü kazanması yaklaşık olarak 4-6 hafta sürmektedir. Kemiğinizin
iyileşebilmesi için yanlış hareket etmemeniz gerekmektedir. Dikkat edeceğiniz noktalar şunlardır:
• Göğüs kemiğiniz tam olarak iyileşene kadar vücudunuzun üst kısmının bü-
külmesi ağrılı olabilir. Bu yüzden tüm vücudunuzla hareket ediniz.
• Omuz seviyesinden yukarıda bir nesneye ulaşmanız gerektiğinde bir başkasından yardım isteyiniz.
• 3-4 kg ya da daha ağır nesneleri kaldırmanız gerektiğinde bir başkasından
yardım almanız gerekmektedir.
• Zemin üzerindeki nesneler için bir başkasından yardım isteyiniz.
• Ameliyattan sonra ilk birkaç hafta kollarınızı ve vücudunuzun üst kısmını zorlayıcı aktiviteler yapmayınız (Süpürme, ovalama, ağır eşya kaldırma gibi).
• Ameliyattan sonra hafif düzeyde aktiviteler yapabilirsiniz (Küçük bitkileri sulama, basit yemekler yapma, masanın donatılması gibi).

a. Oturma ve Yatma Pozisyonu

• Oturduğunuz yerden kalkarken ellerinizin üzerine yük bindirmeyiniz. Öne
doğru hafif eğilerek, bacaklarınızın üzerinde doğrulunuz.
• Sandalyeye oturmak için sandalyenin önüne doğru eğilmek üzere bacaklarınızı kullanınız. Daha sonra geriye doğru kaymak için de kollarınızı değil, bacaklarınızı kullanınız.
• Yataktan kalkarken, sırtüstü yatarken yatağın kenarına doğru kayınız. Dizleri
hafifçe bükerek yavaşça yan tarafa doğru eğiliniz. Dirseğinizi kullanarak vücudunuzu yukarıya doğru itiniz. Yavaşça her iki bacağı zemine doğru sallayınız.
Baş dönmesini engellemek için yatağın kenarında kısa bir süre oturunuz. Ellerinizi uyluklarınızın üzerine koyarak, kalçadan öne doğru eğiliniz ve vücudunuzu bacaklarınızla yukarıya doğru kaldırınız.
• Bacaklarınızı uzun süre sarkıtarak oturmayınız. Otururken bacaklarınızı ezecek şekilde bacak bacak üstüne atmayınız ve bacaklarınızın altına destek koyunuz.
• Oturma aralıklarında oda içerisinde hafif yürüyüş yapınız.
• Ameliyattan 10 gün sonra sırt üstü düz biçimde yatabilirsiniz. En az 6 hafta
boyunca sağa ya da sola yatmayınız.

b. Yürüyüş

Yürüyüş ve egzersiz yapmak kaslarınızın eski gücünü tekrar kazanmasını ve moralinizi yüksek tutmanızı sağlar. Yürüyüş esnasında dikkat etmeniz
gerekenler:
• Günde 4-6 kez yürüyüşlerle başlayabilirsiniz.  Her bir yürüyüşünüzde 5-6 dakika kadar yürüyünüz.
• Yürüyüşlerde düz yolu tercih edin. Yorulduğunuzda durup dinlenin.
• Hava çok sıcak ya da çok soğuk olduğu zaman ev içerisinde yürüyüş yapınız.
• Yürüyüş esnasında sıkmayan elbiseler ve kaymaz tabanlı ayakkabılar giyiniz.
• İlk haftadan sonra her hafta yürüyüşlerinizin her birine 2-3 dakika ekleme
yapınız. Dakikaları arttırdıkça, gün içindeki sayıyı da azaltarak günde bir kez
25-30 dakikalık yürüyüşlere doğru yükseliniz.
• Haftada en az beş gün yürüyünüz.
• Yemekten en az 2 saat geçtikten sonra ya da yemeklerden önce yürüyünüz.
• Diyabet (Şeker) hastalığınız varsa aç karınla kesinlikle yürüyüş yapmayınız.
Bu durum kan şekerinizin düşmesine yol açabilir. Yemek yedikten 1 saat sonra
yürüyüşe çıkınız. Eğer kan şekerinizi ölçme imkânınız varsa mutlaka ölçünüz.
• Yürüyüş sonrası mutlaka dinleniniz ve yeterli miktarda su içiniz.  Kalp Ameliyatı Sonrası Yaşamınız
Ne zaman Yavaşlamanız Gerekiyor?
* Göğüste çarpıntı ya da kanat çırpma hissi
olduğunda
* Nefes darlığı yaşadığınızda
* Bacaklarda ya da yara yeri bölgesinde ağrı
olduğunda
* Çok yorulduğunuzda, bayılma hissi ya da baş
dönmesi hissettiğinizde
 
Yukarıdaki belirtilerden herhangi birisi olursa ve daha da kötüleşirse ya
da dinlenme ile geçmezse doktorunuzla iletişime geçiniz.

c. Merdiven Çıkma

• Merdiven çıkmak düz yolda yürümekten daha çok çaba ister ve genelde
yorucudur. Bu sebeple doktorunuz tarafından
aksi söylenmedikçe merdiven çıkabilirsiniz.
• Başlangıçta merdiven basamaklarını günde
iki-üç kez, 2-3 basamakta bir dinlenerek çıkınız
ve yorulunca durup dinleniniz.
• Ameliyattan sonra ilk iki ay merdiven çıkarken
kollarınızdan kuvvet almanız ameliyat bölgenize zarar verebileceğinden önerilmemektedir.
Merdiven korkuluklarından tutunabilirsiniz ancak kendinizi tutunarak yukarı çekmeyin, bacaklarınızı kullanın.



• Araba kullanmaya göğüs kemiğiniz iyileştikten sonra (ameliyattan 2 ay sonra) başlayabilirsiniz.
• Masa başı bir işiniz var ise 1 ay sonra, daha ağır ve fiziki güç gerektiren işiniz
varsa doktorunuza danışarak 2-3 ay sonra geri dönebilirsiniz.
5. CİNSEL YAŞAM
Ameliyattan sonra ilk 4-8 hafta süreyle cinsel ilişkinin kısıtlı olmasına
özen gösteriniz. Bu dönemdeki hareket kısıtlılıkları, genel ağrı ve yakınmalar
geçtikten sonra eşinizle cinsel hayatınıza devam edebilirsiniz.
67
Kalp Ameliyatı Sonrası Yaşamınız
6. KALBİNİZ İÇİN YARARLI NOTLAR
• Sigara içmeyiniz (Sigara kanı koyulaştırarak pıhtı oluşturmaya yatkın hale getirir ve damar duvarının yağ tutmasını kolaylaştırıcı zemin hazırlayarak, damarların hızla yaşlanmasına sebep olur).
• Stresinizi kontrol ediniz.
• Doğru besleniniz.
• Egzersiz yapınız.
• Kan basıncı, şekeri ve kolesterollerinizin normal değerlerde olmasını sağlayınız.
• Alkolden uzak durunuz.
• Doktorunuzun önerdiği aralıklarla düzenli kontrollere gidiniz.

30 Ocak 2013 Çarşamba

ANTİKOAGÜLAN (Kan Sulandırıcı) İLAÇ KULLANAN HASTALARDA BESLENME



Damardaki kanın pıhtılaşmasını önlemek amacıyla kullanılan anti-koagülan ilaçlar (coumadin, vb) ile beslenmenizde kullandığınız K vitamininden zengin sebze ve meyveler arasında önemli bir etkileşim vardır.


K vitamini, pıhtılaşma faktörlerini aktive etmekte, böylece kanın pıhtılaşmasına neden olmaktadır. Beslenmenizde K vitamini içeriğinin yüksek veya düzensiz olması kullandığınız ilacın (anti koagülan) pıhtılaşma zamanına olan etkisine engel olacaktır.

Diyetin K vitamini içeriği ilaç tedavisi süresince en fazla 300-350 µg olmalı, günler arasında büyük farklılıklar göstermemelidir. Günlük fark 250 µg'ı geçmemelidir. Diyette bu düzeyde farklılık yaratacak tek besin grubu yeşil yapraklı sebzelerdir.

UYARILARI DİKKATE ALIN

1
Elma, Armut, Ayvayı, sebzelerden Salatalık ve Kabağı kabuksuz yiyiniz. Meyvelerin
 kabuk kısımları ve sebzelerin dış yaprakları iç yapraklarına oranla 3-6 kat daha fazla
 K vitamini içermektedir.

2
Lahana, Brüksel lahanası, Brocoli, Pazı, Ispanak, Semizotu, Maydonoz, Dereotu, Tere,
 Roka, Şalgam, Kıvırcık, Marulun yeşil kısımlarını ve Asma yaprağı, yemeyiniz.
 Yeşil yapraklı sebzeler ve ikinci derecede K vitamininden zengin olan bezelye,
 kırmızı lahana ve taze fasulye dışında kalan sebzeler (Havuç, domates, salatalık, 
soğan ve sarımsak) çiğ ve yağsız tüketildiklerinde serbest olarak yenebilirler. 
Kurutma, derin dondurma ve pişirme besinlerin K vitamini içeriğini etkilemez.

3
Avokado ve Kiraz yemeyiniz.
4
Fazla acı biber yemeyiniz.
5
Soya yağı ve kanola yağı tüketmeyiniz. Diğer soya ürünlerini de diyet uzmanınıza
 danışınız.

6
OMEGA-3 yağ asidi (balık yağı) içeren preperat kullanmayınız bunun yerine haftada
 1 kere balık tüketiniz. 
(Ton, Alabalık, Som balığı için 150-175 g, Kolyoz, Hamsi, İstavrit, Lüfer,
 Zargana için 100-125 g, Kefal için 250-300 g, Mezgit için 750 g ).

7
E, A ve C vitaminlerinin oral antikoagülan kullanan hastalardaki güvenilir 
dozları henüz belirlenmediğinden günlük tavsiye edilen miktarlardan 
daha yüksek E, A, C vitamini içeren tabletleri kullanmayınız.

8
Coenzim Q10 kullanmayınız.
9
Bitki çaylarının, özellikle kanı sulandırıcı olduğu söylenenlerin 
(koç boynuzu veya pireotu, kokulu yapışkan otu gibi bitkilerin) 
bileşimleri tam bilinmediğinden tedaviyi etkileyebileceğini düşünerek tüketmeyiniz.

10
Kola gibi şeker ve fosfat içeren içecekleri ilaçlarla beraber fazla miktarda almayınız. 
Bu durumda midenin boşalım süresi uzar ve ilacın emilimi azalır.

11
Yoğurt ve kefir, barsakta K vitamini yapımını arttıran bakterileri içerdiğinden fazla
 miktarda yemeyiniz.

12
Tahıl tohumları, kök yumru sebzeler, meyvelerin etli kısımları ve
 meyve suları K vitamininden fakirdir, serbest yenebilir

300 - 350 µg K VİTAMİNİ İÇEREN ÖRNEK MENÜ:

Kahvaltı: 
1-2 kibrit kutusu beyaz peynir
5 adet zeytin
Domates, kabuksuz salatalık
2- 3 dilim ekmek

Öğle: 
1 kepçe çorba
1-2 köfte kadar et veya tavuk
Pilav, makarna
2-3 dilim ekmek
1 küçük kase yoğurt
Sebze yemeği (2-3 yemek kaşığı patlıcan, karnabahar, havuç,

 kabuksuz kabak, bezelye, enginar, biber, taze fasulye)
Salata (Domates, soğan, kabuksuz salatalık, havuç)

Akşam:
Öğlenin aynısıAra öğünlerde: Kabuksuz elma, armut veya diğer meyvelerden yenebilir.

Gece: 1 su bardağı süt.

Bu örnek menüye ilave olarak, birbirini izleyen günler olmamak

 şartıyla aşağıdaki besinlerden sadece biri belirtilen miktarlarda yenebilir.

K Vitamininden Zengin Olan Sebzelerin 250 µg K Vitamini Sağlayan
 Ölçü Ve Miktarları


SEBZE ADIORTALAMA ÖLÇÜ
MİKTAR (g)
Brüksel Lahanası2-3 adet
60
Brokoli (yeşil karnabahar)-
125
IspanakYaprağından yapılmış yemek
Yaprak sap karışık yemek
Sap haşlama, çorba

1 yemek kaşığı pişmiş
2 yemek kaşığı pişmiş
Serbest

30
60
Beyaz - yeşil lahana7 yemek kaşığı pişmiş veya 8-10küçük sarma
175
Kara lahana1 yemek kaşığı pişmiş
25
Kıvırcık marulÇok açık yeşil yapraklar
Koyu renkli dış yapraklar

25-30
 yaprak4-5 adet orta büyüklükte

200
30
Maydanoz (yaprak)1/3 demet veya 15-20 dal
35
Pazı (yaprak)1 yemek kaşığından az yemeği veya 4-8 adet etli sarma
30
Asma yaprağı8-10 adet etli veya zeytinyağlı sarma
30
Dereotu, roka, tere v.b. yeşillik15-20 dal
30


KAYNAK: UZMAN DİYETİSYEN BÜŞRA ELİF ÖZKELEŞ

KALP AMELİYATINDAN SONRA YAŞAM VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER


KALP AMELİYATINDAN SONRA YAŞAM VE 
DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Bu kitapçık, kalp ameliyatı sonrasında hasta ve ailelerinin sorularına 
kılavuz olmak üzere hazırlanmıştır. Buradaki bilgiler, hastaların çoğunluğuna 
uygun olacak şekilde hazırlanmış olmakla birlikte, kendi doktorunuzun önerilerinden farklılıklar gösterebilir. Buradaki genel bilgiler, sizin durumunuzu 
bilen ve yakından takip eden doktorunuzun önerilerinin yerini tutamaz.   
Her hasta uygulanan cerrahi girişime 
farklı yanıt verir. İyileşme süreci farklılıklar 
gösterir. Bu açıdan her hasta “özel”dir. Kalp 
ameliyatları da birbirlerine benzemekle 
birlikte, (koroner baypas, kapak tamiri veya 
değiştirilmesi, aort damar ameliyatları gibi) 
önemli farklılıklar içerebilirler. Tüm bunlara 
rağmen bazı genellemeler yapılabilir. 
 
1. EVDEKİ İLK GÜNÜNÜZ

Evdeki ilk gününüzde bir miktar yorgunluk hissedebilirsiniz. İlk günü 
evde dinlenerek geçirmeyi planlayınız. Sonraki günlerde biraz daha aktif olabilirsiniz. Ziyaretçi sayısını ve kalma sürelerini kısıtlayınız, mümkünse ziyaretçi 
kabul etmeyiniz.

2. BİREYSEL BAKIM

a. Duş Alma

Doktorunuzun onay verdiği tarihte duş alabilirsiniz. Genel olarak ameliyattan 4-5 gün sonra duş alabilirsiniz. Duş alırken dikkat edeceğiniz noktalar şunlardır:
• Ilık su kullanınız (Sıcak su önerilmemektedir).
• Duşunuzu ayakta değil sandalye ya da tabure üzerinde oturarak alınız.
• Duş almakta enerji gerektirir bu 
yüzden kendinizi yorgun hissedebilirsiniz. Yanınızda birisinin yardım amaçlı bulunması gerekmektedir. 
• Yara yerinizi ılık suyla ve sabunla 
yavaşça yıkayınız, ovalamayınız.
• Duş aldıktan sonra yara yerinizi 
kuru tutunuz. Doktorunuz önermemişse yara yerine losyon, pudra, 
krem ya da pomat kullanmayınız.

b. Kilo Takibi

• Kalp ameliyatlarından sonra hızlı kilo alımı önerilmemektedir.
• Her gün aynı saatlerde tartılınız ve tartı sırasında giydiğiniz elbiselerin eşde-
ğer ağırlıkta olmasına dikkat ediniz.
• Günde 1 kg’ dan fazla ya da haftada 3 kg’ dan fazla kilo aldıysanız doktorunuza haber veriniz.

c. Ödem (Şişlik) Önleme

• Uzun süre hareketsiz kaldığınızda bacaklarınızda bir miktar şişlik olabilir. 
Bunu önlemek için saatte bir ayağa kalkınız ve birkaç dakika yürüyünüz. 
• Doktorunuz önerdiyse, sabah uyandığınızda varis çoraplarınızı giyiniz ve 
uyumadan önce çoraplarınızı çıkartınız. Varis çorabını gün içinde çıkarıp tekrar giymeniz gerektiğinde yatarak ayaklarınızı 20 dakika süreyle yüksekte bekletip daha sonra çorabınızı giyiniz. Çorapta kırışıklık, katlanma olmamasına 
dikkat ediniz.
• Otururken ayaklarınızı sarkıtmayınız. Otururken ya da uzanırken ayaklarınızı 
hafifçe yukarıda tutarak, bacaklarınızın altını yastıkla destekleyebilirsiniz.

d. Yara Bakımı


• Ameliyattan sonra göğsünüzdeki kesi yeri hava ile temas eder ve kuruyarak 
kabuk bağlar. Ameliyat yerlerinizi tam iyileşene kadar temiz tutunuz, yara yerine dokunmadan önce mutlaka ellerinizi yıkayınız. Yumuşatıcı kremler, pudra, 
kolonya vs. sürmemeli ve bu bölgelerin hava almasını sağlamalısınız.
• Ameliyattan sonraki bir yıl içerisinde yara yerlerinizi direkt güneş ışığından 
koruyunuz. Bu dönemde yara yerlerinin güneş ışığına maruz kalması renk koyulaşmalarına yol açabilir.
• Yaralarınızı her gün kontrol edin ve aşağıdakilerden birini fark ederseniz doktorunuza danışın: 
- Yara bölgesinde artan hassasiyet ve ağrı
- Yara kenarlarından taşan ve artan kızarıklık ve şişlik
- Yara bölgesinde akıntı
- Yüksek seyreden ve düşmeyen ateş

e. Ağrıyla Başetme

• Omuz ve sırt bölgelerinde olabilecek ağrılar için doktorunuzun önerdiği ağrı 
kesicileri düzenli olarak kullanınız.
• Öksürme ve hapşırma durumlarında olabilecek ağrıyı azaltmak için ameliyat 
bölgenizi elle ya da küçük bir yastıkla destekleyiniz.
• Pozisyonunuza bağlı ağrı yaşayabilirsiniz. Bu durumda pozisyonunuzu de-
ğiştirmek, omuz ve kolları sık sık hareket ettirip düzgün vücut pozisyonunda 
yürümek faydalı olacaktır.

f. İlaç Kullanımı

• İlaçlarınızı kolay ulaşabileceğiniz yerlerde bulundurunuz. Seyahate çıkarken 
ilaçlarınızı yeterli miktarda yanınıza alınız.
• İlaç kullanımında yemek öncesi yemekten onbeş dakika önce, yemek sonrası 
ise yemekten onbeş dakika sonra demektir.
• İlacınızı almayı unutursanız bir sonraki ilaç saatinizde aynı ilaçtan iki tane 
birden almayınız.
• Kendinizi iyi hissettiğinizde ilaçlarınızı kullanmayı bırakmayınız. 
• İlaca bağlı beklenmeyen bir yan etki gözlediğinizde, doktorunuza bildiriniz.

g. Kabızlığı Önleme

• Kalp ameliyatı sırasında kesilen göğüs kemiğinizin sorunsuz kaynayabilmesi 
için kabız olmamanız, tuvalet sırasında fazla ıkınmamanız gereklidir. 
• Uzun süre hareketsiz kalmayınız. Önerilen şekilde yürüyüşlerinizi yapınız. 
• Aldığınız sıvıların ılık olmasına dikkat ediniz. Doktorunuz sıvı alımınızı kısıtlamadı ise günlük en az 1,5-2 litre sıvı tüketiniz.
• Çok soğuk ve buzlu içecekler, koyu çay, kahve ve sigara içmeyiniz.
• Dışkılama alışkanlığınızı düzeltiniz. Her gün belli bir saatte ihtiyaç duymasanız da tuvalete gitmeyi alışkanlık haline getiriniz.
• Bağırsakların normal çalışması için sindirim artıkları ile yeteri kadar dolması 
lazımdır. Bu sebeple posa içeriği yüksek olan gıdalar tüketmelisiniz. Kepekli 
ekmek, tahıllar, kurubaklagil, sebze ve meyve tüketiniz. 
• Sabahları aç karına ılık su içiniz. 

3. SAĞLIKLI BESLENME

a. Kalp Damar Sağlığımızı Korumak İçin Az Yağlı, Az Kolesterollü Beslenme ve Diyet Önerileri:

• Gün boyunca az yağlı-kaymaksız süt veya yoğurt (2-3 su bardağı) ve az yağlı 
beyaz peynir(1 kibrit kutusu kadar), haftada 2-3 gün kırmızı et olmak üzere; 2 
yumurta büyüklüğü kadar dana, sığır eti (yağsız) ve haftada 4-5 gün beyaz et 
olmak üzere; 4-5 yumurta büyüklü-
ğü kadar tavuk, balık, hindi eti (haftada en az 1-2 gün balıketi) tüketiniz. 
• Sıvı yağlardan zeytinyağı veya fındık yağı, mısırözü veya soya ya da 
ayçiçek yağı tercih ediniz. 
• Günde en az 2-4 porsiyon pişmiş 
sebze yemeği ve çiğ sebzelerden yağ 
eklemeden sınırsız ve bol miktarda 
tüketiniz. 
• Yemeklerde tam buğday / çok tahıllı / kepekli ve benzeri ekmek çeşitlerini 
tercih ediniz.
• Kabuklu yenebilen meyveleri soymayınız. 
• Haftada 2-3 kez kurubaklagil (kuru fasulye, nohut, mercimek, barbunya) yemeye özen gösteriniz. 
• Haftada 1-3 kez 1 kibrit kutusu kadar beyaz peynir veya 1 köfte kadar et yerine 1 tam yumurta (haşlanmış / yağsız) yenilebilir. 
• Yemeklerinizi hazırlarken fırınlama, haşlama, ızgara ve teflonda yağsız pişirme yöntemlerini kullanınız.

b. Kalp Damar Sağlığımızı Korumak İçin Kaçınılması Gereken Besinler

• Sakatatlar (karaciğer, beyin, böbrek, dil, dalak, yürek, işkembe, paça gibi) ve 
deniz ürünleri.
• Salam, sosis, sucuk ve pastırma gibi şarküteri ürünleri ile yağlı etler, yağlı balıklar, yağlı tavuk, tavuk ve hindi derisi.
• Margarin, tereyağı, iç yağı, kuyruk yağı gibi katı yağlar ve yağlı gıdalar (kaymak, krema, mayonez, çikolata, soslar, tahin ve tahin helvası, kaşar peyniri gibi 
çok yağlı peynirler).
• Et, sebze, hamur gibi yağda kızartmalar, hamur işleri (pasta, börek, poğaça ve 
pastane ürünleri). 
• Kuruyemişler ve hazır meyve suları, meşrubatlar (coca-cola, pepsi-kola, fanta, 
gazoz vb), alkollü içecekler, kremalı kahveler ve önerilen miktardan fazla tuz 
ve çok tuzlu yiyeceklerden kaçınınız. 

4. HAREKET ESNASINDA DİKKAT EDİLECEKLER

Ameliyat sırasında göğüs kemiğiniz kesilmiş ise, kemiğin tekrar eski 
bütünlüğünü kazanması yaklaşık olarak 4-6 hafta sürmektedir. Kemiğinizin 
iyileşebilmesi için yanlış hareket etmemeniz gerekmektedir. Dikkat edeceğiniz noktalar şunlardır:
• Göğüs kemiğiniz tam olarak iyileşene kadar vücudunuzun üst kısmının bü-
külmesi ağrılı olabilir. Bu yüzden tüm vücudunuzla hareket ediniz. 
• Omuz seviyesinden yukarıda bir nesneye ulaşmanız gerektiğinde bir başkasından yardım isteyiniz.
• 3-4 kg ya da daha ağır nesneleri kaldırmanız gerektiğinde bir başkasından 
yardım almanız gerekmektedir.
• Zemin üzerindeki nesneler için bir başkasından yardım isteyiniz.
• Ameliyattan sonra ilk birkaç hafta kollarınızı ve vücudunuzun üst kısmını zorlayıcı aktiviteler yapmayınız (Süpürme, ovalama, ağır eşya kaldırma gibi).
• Ameliyattan sonra hafif düzeyde aktiviteler yapabilirsiniz (Küçük bitkileri sulama, basit yemekler yapma, masanın donatılması gibi).

a. Oturma ve Yatma Pozisyonu

• Oturduğunuz yerden kalkarken ellerinizin üzerine yük bindirmeyiniz. Öne 
doğru hafif eğilerek, bacaklarınızın üzerinde doğrulunuz.
• Sandalyeye oturmak için sandalyenin önüne doğru eğilmek üzere bacaklarınızı kullanınız. Daha sonra geriye doğru kaymak için de kollarınızı değil, bacaklarınızı kullanınız.
• Yataktan kalkarken, sırtüstü yatarken yatağın kenarına doğru kayınız. Dizleri 
hafifçe bükerek yavaşça yan tarafa doğru eğiliniz. Dirseğinizi kullanarak vücudunuzu yukarıya doğru itiniz. Yavaşça her iki bacağı zemine doğru sallayınız. 
Baş dönmesini engellemek için yatağın kenarında kısa bir süre oturunuz. Ellerinizi uyluklarınızın üzerine koyarak, kalçadan öne doğru eğiliniz ve vücudunuzu bacaklarınızla yukarıya doğru kaldırınız.
• Bacaklarınızı uzun süre sarkıtarak oturmayınız. Otururken bacaklarınızı ezecek şekilde bacak bacak üstüne atmayınız ve bacaklarınızın altına destek koyunuz. 
• Oturma aralıklarında oda içerisinde hafif yürüyüş yapınız.
• Ameliyattan 10 gün sonra sırt üstü düz biçimde yatabilirsiniz. En az 6 hafta 
boyunca sağa ya da sola yatmayınız.

b. Yürüyüş

Yürüyüş ve egzersiz yapmak kaslarınızın eski gücünü tekrar kazanmasını ve moralinizi yüksek tutmanızı sağlar. Yürüyüş esnasında dikkat etmeniz 
gerekenler:
• Günde 4-6 kez yürüyüşlerle başlayabilirsiniz.  Her bir yürüyüşünüzde 5-6 dakika kadar yürüyünüz. 
• Yürüyüşlerde düz yolu tercih edin. Yorulduğunuzda durup dinlenin. 
• Hava çok sıcak ya da çok soğuk olduğu zaman ev içerisinde yürüyüş yapınız.
• Yürüyüş esnasında sıkmayan elbiseler ve kaymaz tabanlı ayakkabılar giyiniz.
• İlk haftadan sonra her hafta yürüyüşlerinizin her birine 2-3 dakika ekleme 
yapınız. Dakikaları arttırdıkça, gün içindeki sayıyı da azaltarak günde bir kez 
25-30 dakikalık yürüyüşlere doğru yükseliniz. 
• Haftada en az beş gün yürüyünüz.
• Yemekten en az 2 saat geçtikten sonra ya da yemeklerden önce yürüyünüz.
• Diyabet (Şeker) hastalığınız varsa aç karınla kesinlikle yürüyüş yapmayınız. 
Bu durum kan şekerinizin düşmesine yol açabilir. Yemek yedikten 1 saat sonra 
yürüyüşe çıkınız. Eğer kan şekerinizi ölçme imkânınız varsa mutlaka ölçünüz.
• Yürüyüş sonrası mutlaka dinleniniz ve yeterli miktarda su içiniz. 

Ne zaman Yavaşlamanız Gerekiyor?
* Göğüste çarpıntı ya da kanat çırpma hissi 
olduğunda
* Nefes darlığı yaşadığınızda
* Bacaklarda ya da yara yeri bölgesinde ağrı 
olduğunda
* Çok yorulduğunuzda, bayılma hissi ya da baş 
dönmesi hissettiğinizde
    
Yukarıdaki belirtilerden herhangi birisi olursa ve daha da kötüleşirse ya 
da dinlenme ile geçmezse doktorunuzla iletişime geçiniz.

c. Merdiven Çıkma

• Merdiven çıkmak düz yolda yürümekten daha çok çaba ister ve genelde 
yorucudur. Bu sebeple doktorunuz tarafından 
aksi söylenmedikçe merdiven çıkabilirsiniz.
• Başlangıçta merdiven basamaklarını günde 
iki-üç kez, 2-3 basamakta bir dinlenerek çıkınız 
ve yorulunca durup dinleniniz. 
• Ameliyattan sonra ilk iki ay merdiven çıkarken 
kollarınızdan kuvvet almanız ameliyat bölgenize zarar verebileceğinden önerilmemektedir. 
Merdiven korkuluklarından tutunabilirsiniz ancak kendinizi tutunarak yukarı çekmeyin, bacaklarınızı kullanın. 

• Araba kullanmaya göğüs kemiğiniz iyileştikten sonra (ameliyattan 2 ay sonra) başlayabilirsiniz.
• Masa başı bir işiniz var ise 1 ay sonra, daha ağır ve fiziki güç gerektiren işiniz 
varsa doktorunuza danışarak 2-3 ay sonra geri dönebilirsiniz.

5. CİNSEL YAŞAM

Ameliyattan sonra ilk 4-8 hafta süreyle cinsel ilişkinin kısıtlı olmasına 
özen gösteriniz. Bu dönemdeki hareket kısıtlılıkları, genel ağrı ve yakınmalar 
geçtikten sonra eşinizle cinsel hayatınıza devam edebilirsiniz.


6. KALBİNİZ İÇİN YARARLI NOTLAR

• Sigara içmeyiniz (Sigara kanı koyulaştırarak pıhtı oluşturmaya yatkın hale getirir ve damar duvarının yağ tutmasını kolaylaştırıcı zemin hazırlayarak, damarların hızla yaşlanmasına sebep olur).
• Stresinizi kontrol ediniz.
• Doğru besleniniz.
• Egzersiz yapınız.
• Kan basıncı, şekeri ve kolesterollerinizin normal değerlerde olmasını sağlayınız.
• Alkolden uzak durunuz.
• Doktorunuzun önerdiği aralıklarla düzenli kontrollere gidiniz.

18 Kasım 2012 Pazar

Ameliyat Oldum Nelere Dikkat Etmeliyim


Ameliyat Oldum Nelere Dikkat Etmeliyim

e-PostaYazdırPDF
Sample image
Hastanede geçirdiğiniz ameliyat sonrası dönem sona erdikten sonra artık eve gitmeye hazırsınızdır.
Bazı hastalarımız güvensizlik hissi, hastanedeki titiz bakımdan dolayı hastanede daha uzun süre kalmak isterler. Ancak hastanede daha uzun süre kalmanız, hastane enfeksiyonu gibi diğer bazı ciddi tıbbi sorunlara yol açabileceği için doğru değildir. Bu nedenle hazır olduğunuz an kendi doğal çevrenize dönmeniz sizin için en iyisidir. Hastanede kalma süresinin artmasıyla birlikte, antibiyotiklere dirençli hastane enfeksiyonları ve uyku bozuklukları gibi sorunlarda ciddi artışlar gözlemlenmektedir. Bu nedenle dünyada ve ülkemizde birçok merkezde erken taburcu protokolleri uygulanmaktadır. Hastanın durumuna, geçirdiği ameliyatın büyüklüğü ve ciddiyetine göre değişmekle birlikte, genellikle ameliyattan sonraki 5-7. günlerde taburcu edilirsiniz. Evinize dönmeye hazırsınızdır ancak henüz normal ve aktif yaşantınıza dönmeye hazır değilsinizdir. Koroner baypas, kalp kapak, anevrizma ve büyük damar ameliyatları gibi bir çok ameliyatın iyileşme süreci birbirinden az çok farklılık göstermekle birlikte, ameliyat sonrası dönem içinf bazı şikayetler ortaktır ve önünüzde yaklaşık 2-3 aylık bir nekahat dönemi vardır. Bunun ilk 1 ayı şikayetlerin daha yoğun olarak yaşanacağı zamandır. Evinize uçakla, trenle, arabayla veya otobüsle gidebilirsiniz. Ancak uzun yolculuklarda, molalarda, mutlaka araçtan inerek yürümeniz gerekmektedir. Evinde asansörü olmayıp yüksek katlarda oturan hastalar, mutlaka katlar arasında dinlenerek, kendilerini fazla yormadan evlerine çıkmalıdırlar.
 Ameliyat yerinizde, sırtınızda, omzunuzda, boynunuzda ve göğüs kafesinde, özellikle sol tarafta, sızlama, keçeleşme, kramp girme, bıçak batması tarzı ağrılar zaman zaman olabilir, bu durum tamamen normaldir. Genellikle birkaç ay içinde tamamen geçecektir. Mide şikayetleriniz yok ise, parasetamol veya taburcu olurken size tavsiye edilen diğer ağrı kesici ilaçlarınızı alabilirsiniz. Mide şikayetiniz oluyor veya daha önce teşhis edilmiş bir mide rahatsızlığınız var ise, mutlaka beraberinde mide koruyucu ilaçlar da almalısınız. Ağrılarınızın daha az olması için yatakta fazla kalmamalı, günlük egzersizlerinizi ihmal etmemelisiniz.
 İlk bir ay sırtüstü yatmanızda fayda vardır. Daha sonra pozisyon değiştirirken yumuşak hareket etme şartı ile yan yatabilirsiniz.
Banyo
 Taburcu olduktan hemen sonra saçlarınızı ve yüzünüzü yıkayabilir, yaralarınıza su değdirmemek şartı ile, ılık ve ıslak sabunlu bir bezle vücudunuzu silebilirsiniz. Yaranıza su değerse de çok önemli değildir, kurulamak yeterlidir. Zaten taburcu olduktan 1 hafta-10 gün sonra veya dikişler alındıktan 2-3 gün sonra ılık-sıcak suyla banyo yapabilir, duş alabilirsiniz.Yara yerlerinizin masere olmaması için ilk 1 ay banyoda fazla vakit geçirmeyin.Yara yerlerinizi asla keselemeyin. Yara yerlerinizdeki kabuklar kendiliğinden düşecektir. Bir aydan sonra normal şekilde banyo yapabilirseniz de, 3. ayın sonuna kadar aşırı sıcak (sauna gibi) ve aşırı soğuk (şok havuzu veya çok soğuk deniz gibi) sulara girmeyiniz.

Yara bakımı
 Size söylenen günde dikişlerinizi aldırtın. Genellikle sadece diren yerleri dikişleri vardır. Yara yerleri güneş ışıklarından çabuk etkilenir. Ameliyattan sonraki bir yıl içinde yara yerlerinizi direkt güneş ışığından koruyun, uzun süre güneşlenmeyin. Bu dönem içinde yara yerlerinin güneş ışığına maruz kalması buraların daha koyulaşmasına yol açabilir. Yara yerlerinize doktorunuzun tavsiyesi dışında herhangi bir krem, losyon veya benzeri madde sürmeyiniz, doktorunuzun önerisi dışında pansuman yapmayınız. Yara yerlerinde aşırı hassasiyet ile beraber, kızarıklık ve şişlik, akıntı, açılma, sürekli ateş gibi durumlarda mutlaka doktorlarınızı arayınız.
 Keloid
Bazen ameliyattan bir müddet sonra yara yerinde, özellikle de bazı bölgelerde cilt seviyesinden kabarmalar olur. Hatta bazen de bu lezyonlarda, iğnelenmeler, yanma hissi gibi şikayetler olabilir. Keloid denilen bu durum tamamen vücudunuzun bir reaksiyonudur ve bunun gelişebileceğini öngörmek, eğer daha önce bir ameliyat geçirmemiş iseniz pek mümkün değildir. Vücudun bir reaksiyonu olduğu için, daha sonra yapılan estetik müdahalelerden sonra bile tekrarlama riski vardır. Ameliyat dışı birtakım yöntemler ile (laser vs.) bu reaksiyonlar geriletilebilir.
 Varis çorabı ve göğüs korsesi Varis çorabı damar alınan bacağınızın şişmesini önlemek için verilmiştir. Dolayısı ile şişmiş, ödemli bacağa giyilmez, daha çok ağrı sebebi olur. Bacağımızı kalp seviyesinden yukarı kaldırıp şişliği iyice indikten sonra, bir daha şişmemesi için giyilmelidir. Yatarken çıkarılabilir, yataktan kalkmadan önce tekrar giyilmelidir. Gün içinde zaman zaman çıkarılabilir. Yaklaşık olarak 2-3 ay sonra ihtiyacınız kalmayacaktır. Uzun süre ayakta kalmanıza rağmen bacakta şişlik olmuyorsa varis çorabına ihtiyacınız kalmamıştır. Varis çorabı yerine elastik bandaj da, doğru şekilde sarılması şartı ile kullanılabilir. Çoraplarınızı sabun ve ılık suyla yıkayıp sıkmadan kurulamaya bırakabilirsiniz.
 Taburcu olurken size göğüs korsesi tavsiye edildi ise, onu da 3-4 hafta giymeniz gerekmektedir. Korse, göğüs kemiğinizin iyileşmesine yardımcı olmak amacı ile verilmiştir, bu nedenle zaman zaman çıkarılabilir. Çok gevşek olmamalıdır. Şişman, diabetik ve/veya yaşlı hastalarda genellikle kullanılması tavsiye edilir.
İlaçlar
 Size taburcu oluyorken verilen ilaçları ameliyatınızı yapan ekibin haberi olmadan asla kesmeyiniz ve değiştirmeyiniz. Eski ilaçlarınızla bu yeni ilaçlarınızı karıştırmayınız. Her kontrolde ilaçlarınıza bakılacak, gerekmeyenler kesilecek, şikayetlerinize ve muayene bulgularınıza göre yenileri yazılabilecektir. İlaçlara ait yan etkilerde ameliyatınızı yapan ekibi mutlaka haberdar ediniz. Ağızdan kullanılan uyku ilaçlarını, adale gevşetici ve ağrı kesici ilaçları, mide ilaçlarını, yara yerlerine sürmemek şartı ile haricen sürülen pomat vs. ilaçları genellikle kullanmanızda bir sakınca yoktur. Diğer ilaçlar için mutlaka doktorunuza danışınız. Genellikle 3.aydaki kontrolde kalbinizle ilgili uzun vadeli ilaç tedaviniz düzenlenecektir.
 Kullandığınız ilaçların bazı yan etkileri olabilir.  Aşırı bulantı, kusma, mide ağrısı, ishal, şuur bulanıklığı, çok hızlı veya çok yavaş nabız (dakikada 50’nin altında ve 100’ün üstünde), cilt döküntüleri, coumadin kullanan hastalarda vücudun herhangi bir yerinde kanama, katran kıvamında büyük tuvalete çıkma, kahve telvesi şeklinde kusma gibi belirtilerde derhal hastaneye başvurunuz.
Kontrol
 Genellikle taburcu olduktan 3-5 gün sonra dikişlerin alınması için hastaneye gelmeniz gerekecektir. İlk büyük kontrol ameliyat tarihi itibarı ile 1. aydır. Bu kontrolde daha çok ameliyat ile ilgili kontrolünüz yapılacaktır (yara yerleri, kalbin durumu vs.). İkinci kontrol ameliyat tarihinden sonraki 3.aydır. Bu kontrolünüz de de kolesterol düzeyleriniz, tansiyonunuz kontrol edilecek ve uzun vadeli tedaviniz planlanacaktır. Bu kontrolünüzü sizi takip eden veya edecek olan kardiyoloğunuz da yapabilir.
 Son kontrolden sonra, kalbinizle ilgili senelik kontrollerinizi ihmal etmeyiniz. Ancak kolesterol düşürücü ilaç kullanan hastalar 3-4 ayda bir kolesterol düzeyini ve karaciğer fonksiyon testlerini kontrol ettirmelidirler. Şeker hastaları ise kan şekerlerini daha sık kontrol ettirmelidirler. Şeker hastaları, hastalıkları ile ilgili kontrollerini ve bu konu ile ilgili ilaçlarının doz ayarlamasını bir endokrinoloji uzmanına yaptırmalıdır. Kontrollerinizi ihmal etmemenizin bir diğer önemli nedeni de kalp hastalıkları ve bunların tedavileri konusundaki baş döndürücü gelişmelerdir. Bu konuda size en uygun tedavinin şekillendirilebilmesi ve gerekirse yeni tedavilerin başlanması ancak kontrollerinizi ihmal etmemeniz ile mümkündür.
 Ameliyat öncesi ağrılara benzeyen ciddi göğüs ağrısı, dakikada 100’nin üzerinde kalp hızı (çarpıntı) veya düzensiz  kalp atımları, dinlenmekle geçmeyen nefes darlığı ve göğüs ağrısı, yüksek ateşle birlikte titreme, öksürmekle taze kırmızı kan gelmesi, bacak ve kollarda ani his ve hareket kaybı, ani ve ciddi baş ağrısı, bayılma atakları, yeni gelişen bulantı, kusma ve ishal, makattan taze kan gelmesi, katran kıvamında büyük tuvalete çıkma, kahve telvesi şeklinde kusma, gittikçe artan bacak şişmesi ve bacaklarda ağrı, gittikçe artan nefes darlığı, yara yerlerinden devamlı kanama ve akıntı, yara yerlerinde kızarıklık, sıcaklık, şişlik, deri döküntüleri, aşırı yorgunluk, idrara çıkarken yanma, sık idrara çıkma, idrarda kan görülmesi gibi hallerde kontrol zamanını beklemeden hastaneye başvurunuz.
Gece uykusu
 Gündüzleri ne kadar çok istirahat eder ve uyursanız, geceleri de o kadar uyuyamazsınız. Genellikle ameliyat sonrası dönemde uykusuzluk, can sıkıntısı, uykuda yüksekten düşüyormuş gibi aniden uyanma, sinirlilik, tahammülsüzlük, kolay duygulanma, konsantrasyon bozukluğu, olayları dışarıdan izleme ve algılamada zorlanma gibi şikayetleriniz olabilir. Bunlar anestezik ilaçlara ve yaşadığınız strese bağlıdır. Çoğunlukla 4-6 hafta içinde kendiliğinden geçer. Gündüz aktiviteleriniz arttıkça, gece uykularınız da düzelecektir. Bazen panikle uykudan uyanabilirsiniz. Tüm bunlar zamanla geçer. Ağrıdan dolayı uyuyamıyorsanız, ağızdan kullanılan ağrı kesici ilaçlar ve uyku ilacı kullanabilirsiniz.
Ev ve rutin işler
 Genellikle 2. aydan sonra ev işlerinizi yapabilirseniz de, pazara gitme, file taşıma vs gibi ağır işler için 3.ayı beklemeniz uygundur. Dört kilodan fazla yük taşımayın. Yemeklerden sonra 2-3 saat dinleniniz, herhangi bir aktivite yapmayınız. Tıraş olma, diş fırçalama, saç tarama, genel vücut temizliği gibi işleri genellikle taburcu olduktan kısa bir süre sonra kendiniz yapabilirsiniz. Dinleniyorken sırt kısmı kuvvetli koltuklara, ayaklarınızı sarkıtarak oturunuz. Ayaklarınızda şişlik oluyorsa, ayaklarınızı koltuk yüksekliğine kaldıracak şekilde, altına destek koyarak uzatınız. Ayaklarınızdaki şişliği azaltmak için size verilen varis çorabını 6-8 hafta kullanmanız gerekir. Hanımlar 6-8 hafta dolmadan ev işleri veya çocuk bakımı gibi konularda tam sorumluluk almamalıdır. Hafif tempolu işlerde çalışanlar 6. haftadan sonra günde 4 saati geçmemek üzere çalışabilirler. Ağır işlerde çalışanlar işlerine dönmek için 3 ay geçmesini beklemelidirler. İşe başlamadan önce 3. aydaki kontrolünüzü mutlaka yaptırınız.
 Egzersiz
 Gücünüzü tekrar kazanmak için yapabileceğiniz en doğru aktivite taburcu olmadan yapmaya başladığınız kısa süreli yürüyüşlerinizin mesafesini ve süresini zamanla arttırmaktır. Taburcu olduktan sonraki erken dönemde hava şartları uygunsa, sokakta düz yolda yürüyüşe başlayabilirsiniz. Yürüyüş mesafeniz 4. hafta sonunda 1.5 km, 6. hafta sonunda 2 km, 8. hafta sonunda da 3 km olmalıdır. Yürüyüş temponuz ne çok yavaş nede hızlı olmalıdır. Asla koşmayınız, aşırı sıcakta ve soğukta yürüyüş yapmayınız. Rüzgara karşı yürümeyiniz. Yürüyüş sonrasında mutlaka2-3 saat dinleniniz.
 Cinsel ilişki
 İlk 4-6 hafta süresinde cinsel ilişkinin kısıtlı olmasına özen gösteriniz. Eşinizle duygu ve düşüncelerinizi açıkça konuşunuz. Ameliyat sonrası stres ve kullandığınız bazı ilaçlar cinsel performansınızı etkileyebilir. Eğer iki kat merdiveni yorulmadan ve nefes darlığı olmadan çıkabiliyorsanız ve doktorunuz özellikle kısıtlamamışsa cinsel ilişkiye başlayabilirsiniz.

Araba kullanma
 Genellikle 2. aydan sonra, fakat ideal olarak 3. aydan sonra araba kullanabilirsiniz. Ancak şunu unutmayın ki, eğer bir yere yürüyerek gidilebiliyorsa, yürümeyi tercih ediniz.
 Dini Vecibeler
 Taburcu olduktan itibaren, oturduğunuz yerde namaz kılabilirsiniz. Usule ve adete uygun namaz kılmak için en az 6-8 hafta beklemek, göğüs kafesi kemiğinin iyileşmesi için gereken süredir. Cami yakın ise, hem de yürüyüş olsun diye, taburcu olduktan 10 gün sonra, namazı oturduğunuz yerde kılma şartı ile, gidebilirsiniz.
 İlk 3 ay oruç tutmanız tavsiye edilmez, nekahat döneminde olduğunuzu unutmayın. Daha sonrası için, eğer şeker hastalığı ve benzeri sakıncalı bir hastalığınız yok ise kullanmanız gereken ilaçları almak şartı ile oruç tutabilirsiniz. Ancak özellikle iftarda ve sahurda aşırıya kaçmamanız, ağır yemek yememeniz tavsiye olunur. İftar yemeğini belki iki öğüne ayırmak ve yenen yemek miktarı azaltmak faydalı olacaktır.
 Hacca gitmek için de 3 ay beklemeniz, gerekirse ertelemeniz tavsiye edilir. Özel durumlarda, tam bir muayeneden geçirildikten sonra izin verilebilir.
 Ameliyat ekibimiz ve hastanemiz ameliyatınız sonrasında herhangi bir probleminize cevap vermek ve size yardımcı olmak amacı ile hastalarımıza 24 saat hizmet verecek şekilde yapılandırılmıştır.

Kaynak :http://www.alicivelek.com/index.php?option=com_content&view=article&id=94&Itemid=84

4 Ekim 2012 Perşembe

Biküspid Aort Kapaklı (BAK) olgularda elektif çıkan aort replasmanı zamanlaması ile ilgili öneriler:


Biküspid Aort Kapaklı (BAK)* olgularda elektif çıkan aort replasmanı zamanlaması ile ilgili öneriler:

  Elektif çıkan aort replasmanı özellikle deneyimli merkezlerde düşük mortalite ve morbidite oranları ile yapılabilmektedir. Anevrizmanın yıllık rüptür ve diseksiyon riski beklenen perioperatif mortalite ve morbidite oranlarını aştığında girişim endikasyonu oluşur. Bu nedenle idiyopatik çıkan aort anevrizmalarında aort çapı 5.5 cm’yi aştığında cerrahi girişim önerilmektedir. Oysa BAK yukarıda belirtildiği gibi aynı zamanda çıkan aort hastalığıdır. Bu olgularda çıkan aort daha hızlı dilate olur ve daha genç yaşta diseksiyon ve rüptürle sonuçlanır. Bu nedenle Marfan sendromu gibi çıkan aort 5.0 cm’ye ulaştığında ameliyat edilmelidir. 
  American College of Cardiology ve American Heart Association 2006 kılavuzunda da bu şekilde önerilmektedir. Akut diseksiyon uluslararası kayıtlarına göre; diseksiyon olgularının sadece %3’ünde BAK (Biküsbit Aort Kapak) görülmesi, bu öneriye karşı çıkan görüşlere dayanak olmuştur. Oysa aynı kayıtlarda akut diseksiyonla gelen olguların ortalama aort çapının 5.3 cm olduğu ve bu olguların %40’ının 5.0 cm’nin altında, %60’ının ise cerrahi sınır olan 5.5 cm’nin altında olduğu dolayısıyla 5.5 cm’nin diseksiyonu önlemede iyi bir kriter olmadığı verileri bulunmaktadır.
  Sadece kapak replasmanı yapılan 201 biküspid kapak hastasının uzun dönem takibinin yapıldığı bir çalışmada 15 yıl içerisinde çıkan aort komplikasyonu görülmeme oranı çıkan aort çapı 4.0 cm’nin altında olanlarda %86,4.0-4.4 cm olanlarda %81, 4.5-4.9 olanlarda %43 olarak saptanmıştır. Kapak disfonksiyonu nedeniyle aort kapak replasmanı yapılan biküspid kapaklı hastalarda çıkan aort çapı 4.0 cm’yi aşmışsa birlikte çıkan aort replasmanı da yapılmalıdır.
  Çıkan aort çapı sınırda (4.5-4.9 cm) olan BAK hastalarında ciddi aort hastalığını gösteren diğer bulgular varsa girişim önerilebilir. Bunlardan birincisi aortun hızlı ekspansiyonudur (yılda 0.5 cm ve üzeri). İkincisi düzeltilmiş veya düzeltilmemiş aort koarktasyonu olmasıdır.
  Aort koarktasyonun ilave bir patoloji olması daha yaygın ve ciddi aort hastalığı anlamına gelmektedir. Üçüncüsü birinci derece yakınlarında diseksiyon veya rüptür öyküsü olmasıdır. Dördüncüsü ise hastanın vücut yüzey alanının küçük olmasıdır. Aort çapının vücut yüzey alanına oranıyla hesaplanan “aortic size indeks”in anevrizmaya bağlı diseksiyon veya rüptür ihtimalinin daha sağlıklı göstergesi olduğu konusunda son yıllarda yayınlar mevcuttur.
  Sonuç olarak, biküspid aort kapağı en sık görülen doğuştan kalp anomalisidir ve sadece kapak hastalığı olmayıp özellikle çıkan aort medya tabakasında defekt ile karekterize bir aort hastalığıdır. Triküspid aort kapak ile karşılaştırıldığında çıkan aort yüksek oranda ve daha hızlı bir şekilde dilatasyona uğrar ve hastalarda daha genç yaşta diseksiyon veya rüptüre yol açar. Bu nedenle aort çapı 5 cm’yi aştığında, bazı risk faktörleri varlığında 4.5 cm’yi aştığında, kapak replasmanı gereken olgularda da 4 cm’yi aştığında profilaktik çıkan aort replasmanı önerilmektedir. Bu öneriler sınırlı verilere dayanmaktadır; kanıta dayalı olması için prospektif ve kontrollü çalışmalar gereklidir.

*BAK(Biküsbit Aort Kapak) :İki yaprakcıklı aort kapağı.Normal kişilerde aort kapağı üç yaprakcıklı(triküsbit) dır.

9 Eylül 2012 Pazar

Coumadin (Warfarin) gıda etkileşmesi

Warfarin-gıda etkileşmesi: Olgu sunumu ve literatürün gözden geçirilmesi
Mustafa Göz
Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı, Diyarbakır
Anahtar Kelimeler: Gıda-ilaç etkileşimi; Warfarin/farmakoloji
İngilizce Anahtar Kelimeler: Food-drug interactions; warfarin/pharmacology
Özet

Warfarin, arteriyel ve venöz trombozların önlenmesinde kullanılan antitrombotik etkili bir ilaçtır. Beslenme ile alınan K vitamini karaciğerde sitokrom P450 enzimini inhibe ederek ilaç-gıda etkileşimine girerek warfarinin metabolizmasını etkileyebilir. Elli iki yaşında kadın hasta, akut proksimal derin ven trombozu nedeniyle warfarin tedavisi alıyordu. 7.5 mg/gün warfarin ile terapötik INR (International normalized ratio) seviyeleri sağlanmıştı. Yapılan INR kontrolünde warfarin tedavisinin etkisiz olduğu görülünce doz kademeli olarak artırılarak 20 mg/gün’e çıkıldı ancak INR değerinde yükselme görülmeyince öyküsünde, warfarin etkileşimi oluşturabilecek ilaç veya gıda araştırıldı. Son iki haftadır bol miktarda roka (Eruca Sativa L.) tüketti ği saptandı. Rokada bulunan yüksek oranda K vitamininin warfarinin metabolizmasını etkilediği düşünülerek roka alımı kesildi. Daha sonra, 5 mg/gün dozunda warfarin ile INR değeri 2.1 olarak saptandı. Tekrarlanan kontrollerde, 7.5 mg/gün warfarin ile INR’nin terapötik düzeyde seyrettiği gözlendi



  • Giriş

    Warfarin, arteriyel ve venöz trombozların önlenmesinde kullanılan antitrombotik etkili bir ilaçtır. Uzun zamandan beri tromboembolik hastalıkların tedavisinde başarıyla kullanılmaktadır. Buna karşın warfarin, birçok ilaç ve gıda ile etkileşme potansiyeline sahiptir.[1,2] Ayrıca, warfarin tedavisi sırasında terapötik dozun ayarlanması kişiden kişiye farklılıklar göstermektedir. Bundan dolayı profesyonel sağlık çalışanları bu hastaların klinik tedavi ve takiplerinde zorluklar yaşamaktadırlar. Bu çalışmada derin ven trombozu tanısıyla takip edilen bir hastada ortaya çıkan warfarin-gıda etkileşmesini literatürlerin ışığı altında tartışmayı amaçladık.




  • Olgu Sunusu

    Elli iki yaşında kadın hasta, sol alt ekstremitesinde, akut proksimal derin ven trombozu nedeniyle, Eylül 2004 tarihinden bu yana warfarin tedavisi alıyordu. 7.5 mg/gün warfarin ile INR (International normalized ratio) düzeyi (hedef doz: 2.5-3) Kasım 2004 tarihine kadar terapötik seviyelerde devam etti. Bu tarihten sonra yapılan INR kontrolünde warfarin tedavisinin etkisiz olduğu görüldü. Warfarin dozu kademeli olarak artırılarak 20 mg/gün test edildi. Buna karşın INR değerinde yükselme görülmedi. Öyküsünde, warfarin etkileşimi oluşturabilecek ilaç ve bilinen gıda alımı yoktu. Ancak son iki hafta içerisinde hastanın bitkisel tedaviye yöneldiği ve günlük olarak bol miktarda roka (Eruca Sativa L.) tükettiği saptandı. Rokada yüksek oranda K vitamini olduğunun (100 gramında 130 µg) tespit edilmesi üzerine roka alımı kesildi. Bu dönemde DMAH (düşük molekül ağırlıklı heparin) profilaksisine geçildi. Daha sonra, 5 mg/gün dozunda warfarin tedavisi tekrar başlandı. Üç gün sonra, INR değeri 2.1 olarak saptandı. Hastanın üç aylık takibinde tekrarlanan kontrollerde, 7.5 mg/gün warfarin tedavisi ile INR’nin terapötik düzeyde seyrettiği gözlendi.




  • Tartışma

    Oral antikoagülanların çeşitli hastalık durumlarında klinik etkinlikleri birçok çalışmada ortaya konmuştur.
    Bu grup ilaçlar;a) Birincil ve ikincil venöz tromboembolide,
    b) Protez kalp kapağı veya atriyal fibrilasyonu olan hastalarda sistemik embolide,
    c) Periferik arteriyel hastalığı olan hastalarda ve tromboembolik olaylarda,
    d) Akut miyokard infarktüsünde (Mİ),
    e) İnme ve tekrarlayan infarktüste koruyucu olarak etkilidir.[2]
    Pıhtılaşma faktörlerinden, Faktör (II, VII, IX, X) ve endojen antikoagülan protein C, S ve Z, karaciğerde, glutamat düzeyinde gama-karboksillenme ile fonksiyonel şekle dönüşür. İndirgenmiş K vitamini, bu dönüşümü sağlayan karboksilazın ko-enzimidir ve tepkime sonunda inaktif K vitamini epoksidine dönüşür. Bu inaktif form, epoksit redüktaz enzimiyle tekrar indirgenmiş K vitaminine dönüşerek aktive edilir.[3]
    Oral antikoagülanlar, epoksit redüktaz enzimini ve dolayısıyla gama-karboksilasyonu bloke ederek inaktif moleküllerin ortaya çıkmasına neden olur. Buna bağlı olarak aktif faktörlerin kan düzeyleri düşerek antikoagülan etki elde edilir.
    Warfarin, kumarol türevi bir oral antikoagülandır. Amerika Birleşik Devletleri’nde sıklıkla reçete edilen 13. ilaçtır.[4] K vitamininin etkilerini antagonize ederek etki gösterir. Etkisinin tam olarak ortaya çıkması için en az 48- 72 saat gereklidir. Sodyum tuzu şeklinde kullanılır. Biyoyararlanımı %100’e yakındır. Gastrointestinal sistemden emilimi için safraya ihtiyaç vardır. Plazmada %99 oranında albümine bağlanır, bundan dolayı renal eleminasyonu yavaştır. Plazma yarılanma süresi (t1/2) 36 saattir.[5]
    Warfarin tedavisi sırasında değişik derecelerde kanamalara ek olarak ürtiker, döküntü, dermatit, alopesi, ishal, deri nekrozu, pankreatit, sarılık ve ayak baş parmağında morarma (purple toe sendromu) gibi yan etkilere neden olabilir. Gebelik döneminde, özellikle gebeliğin ilk üç ayında kullanıldığı takdirde teratojenik etkilidir. Plasentadan geçerek hemorajilere neden olabilir. Ayrıca, protein C seviyelerini düşürerek venöz tromboz ve hemorajik infarktüs yapabilir. Antidotu vitamin K1 olup, ayrıca tedavide taze donmuş plazma (10-20 ml/kg) kullanılır.[6]
    Kronik oral antikoagülan tedavi alan hastalarda, warfarinin metabolizması ve etki mekanizması nedeniyle diyetle alınan K vitamini önemlidir (Tablo 1). Gıda içeriğindeki vitamin K oranına bağlı olarak INR seviyelerinde dalgalanmalar ortaya çıkabilmektedir. Daha da önemlisi, bu hastalarda hayatı tehdit edici kanama veya trombozlar görülebilmektedir.[4,7,8] Vitamin K1 olarak bilinen Phylloquinone’un (filakinon) 1-10 mg/gün dozunda kullanımı warfarinin etkisini bloke eder.[4] Yapılan bir çalışma 500 µg filakinonun warfarin metabolizmasını bozduğunu göstermiştir.[9] Literatürde New England bölgesi, postmenopozal dönemdeki kadınlarda günlük filakinon alımı 3-2761 µg arasında değişmektedir.[10] Her ne kadar diyetle alınması gereken K vitamini miktarı konusunda yeterli bilgi olmasa da, warfarin tedavisi alan hastalarda 65-80 µg/gün dozunda filakinon alımı önerilmektedir.[4]

    Koyu yeşil yapraklı bitkiler, örneğin; ıspanak, lahana, brokoli ve roka diyetle alınan K vitamininin temel kaynaklarıdır. Bu bitkilerin tazelikleri ve klorofil içerikleri K vitamini konsantrasyonları ile doğru orantılıdır. Ayrıca bitkinin yetiştiği bölgedeki yağış miktarı, güneş ışığı ve toprak yapısı bu oranları etkilemektedir. Buna karşın, bu doğal K vitamini kaynaklarını dondurmak, kaynatmak, buharda veya mikrodalgada pişirmek filakinon oranlarını değiştirmez.[4]
    Zeytin, soya fasülyesi ve kanola diğer doğal filakinon kaynaklarıdır. Bitkisel yağlardaki K vitamini güneş ışığı veya floresan ışıkta 48 saatte %50-95 oranında yıkıma uğrar. Salata sosları, margarinler ve mayonez gibi gıdalar eğer bunların yağlarından yapılmışlarsa bu gıdalarda filakinon açısından zenginleşebilir.[4] Buna karşın yer fıstığı, mısır, fındık, antep fıstığı ve ceviz filakinon içeriği açısından fakirdirler. Ayrıca patates, havuç, turp, soğan ve sarmısak gibi köklü bitkiler de filakinon oranları düşük gıdalardır.
    Genel olarak süt ve süt ürünleri ile hayvansal gıdaların filakinon içerikleri azdır. Bunun yanı sıra K vitamininden zengin yağlarla işlem görmüş et ve yumurtalar (et terbiyesi, kızartma vs.) diyetle alınan K vitamini oranlarını artırabilirler.
    Warfarin-gıda etkileşmesi üç değişik formda karşımıza çıkabilmektedir. Bunlar warfarin kullanan hastanın:
    1. Çok yüksek oranda K vitamininden zengin diyetle beslenmesine bağlı gelişen kazanılmış, geçici warfarin rezistansı.
    2. Yüksek oranda K vitamini diyetine bağlı düşük antikoagülan etki.
    3. Düşük oranda K vitamini diyetine bağlı yüksek antikoagülan etki olarak sıralanabilir. Bu sınıflandırmada görüldüğü üzere warfarin gıda etkileşmesi tedavide ciddi sorunlar olarak karşımıza çıkabilir.
    Franco ve ark.nın[11] yaptıkları bir çalışma, oral antikoagülan kullanan hastalarda diyetle alınan K vitamini oranındaki değişimler INR değerindeki dalgalanmanın birincil nedeni olduğunu göstermiştir. Pederson ve ark.[12] ile Ovesen ve ark.[13] yaptıkları çalışmalarda filakinon oranı yüksek olan Brüksel lahanasının antikoagülan tedaviyi olumsuz yönde etkilediğini bildirmişlerdir. Buna karşı, Karlson ve ark.[14] tek bir öğün filakinon oranı yüksek diyetin protrombin zamanında değişiklik yapmadığını saptamışlardır.
    Sağlıklı beslenme ve uzun yaşam isteği, bitkisel tedaviye yönelimi her geçen gün artırmaktadır. Bu da beraberinde potansiyel tehlikeleri getirmektedir. Sunduğumuz çalışmada görüldüğü üzere filakinon oranı yüksek roka tüketimi geçici, kazanılmış warfarin rezistansına neden olabilir. Lam ve ark.[7] Solanaceae familyasından Lycium barbarum L. (Chinese wolfberry-Çin bitkisel çayı) çayının karaciğerde CYP2C9 izoenzimi etkileyerek warfarinin etkisini potansiyalize ettiğini bildirmişlerdir. Greyfurt suyunun içinde bulunan narringin’in, bağırsak duvarında ve karaciğerde ilaçların metabolizması ndan sorumlu P450 enziminin CYP3A4 izoenzimini etkileyerek warfarinin etkisini potansiyalize ettiği gösterilmiştir.[15-16] Wong ve Chan[17] bir çalışmada Çin’de yaygın olarak kullanılan bitkisel bir ürün olan Quilinggao’nun (Geleneksel Çin tıbbında bitkisel tedavide kullanılan jöle kıvamında bir ürün) antitrombotik ve antiplatelet etkisi nedeniyle warfarinin etkisini potansiyalize ettiğini bildirmişlerdir. Carr ve ark. da[18] vitamin K içeren multivitamin preparatlarının warfarinin etkisini inhibe edebileceğini göstermişlerdir.
    Enteral ve parenteral beslenme sırasında da warfarin etkileşimini bildiren birçok yayın vardır. Camilo ve ark.[19] 500 ml’de 154 µg filakinon içeren intravenöz lipid solüsyonun warfarinin etkisini inhibe ettiğini belirtmiştir. Benzer şekilde Penrod ve ark.[20] enteral beslenme ile warfarin rezistansı gelişen iki olguyu rapor etmişlerdir.
    Bu konuda oral antikoagülan tedavi alan hastaların tedavi ve takiplerinden sorumlu olan sağlık çalışanlarına büyük sorumluluk düşmektedir. Bu hastaların ilaçilaç ve ilaç-gıda etkileşmeleri konusunda yeterince bilgilendirilmeleri gerekmektedir. Couris ve ark.[21] 160 sağlık çalışanı üzerinde yaptıkları bir çalışmada, bu konuda sağlık çalışanlarının tam ve yeterli oranda bilgi sahibi olmadıklarını göstermiştir.
    Sonuç olarak, warfarin tedavisi sırasında hastaların beslenme rejimine dikkat edilmelidir. Bu gurup hastaları n eğitimi mutlaka sağlanmalı, olası ilaç-gıda etkileşimi konusunda bilgi sahibi edilmelidirler. Bu hastalara, diyetisyenler tarafından örnek gıda tabloları hazırlanmasının ve sağlık çalışanlarının bu konuya daha fazla önem vermelerinin faydalı olacağını düşünüyoruz.




  • Kaynaklar

    1) Wells PS, Holbrook AM, Crowther NR, Hirsh J. Interactions of warfarin with drugs and food. Ann Intern Med 1994; 121:676-83.
    2) Hirsh J, Fuster V, Ansell J, Halperin JL. American Heart Association/American College of Cardiology Foundation guide to warfarin therapy. Circulation 2003;107:1692-711.
    3) Palareti G, Legnani C. Warfarin withdrawal. Pharmacokineticpharmacodynamic considerations. Clin Pharmacokinet 1996; 30:300-13.
    4) Booth SL, Centurelli MA. Vitamin K: a practical guide to the dietary management of patients on warfarin. Nutr Rev 1999; 57(9 Pt 1):288-96.
    5) Hirsh J, Dalen J, Anderson DR, Poller L, Bussey H, Ansell J, et al. Oral anticoagulants: mechanism of action, clinical effectiveness, and optimal therapeutic range. Chest 2001; 119(1 Suppl):8S-21S.
    6) Ginsberg JS, Crowther MA, White RA, Ortel TL. Anticoagulation therapy. Hematology Am Soc Hematol Educ Program 2001;:339-57.
    7) Lam AY, Elmer GW, Mohutsky MA. Possible interaction between warfarin and Lycium barbarum L. Ann Pharmacother 2001;35:1199-201.
    8) Bartle WR. Grapefruit juice might still be factor in warfarin response. Am J Health Syst Pharm 1999;56:676.
    9) Shetty HG, Backhouse G, Bentley DP, Routledge PA. Effective reversal of warfarin-induced excessive anticoagulation with low dose vitamin K1. Thromb Haemost 1992; 67:13-5.
    10) Booth SL, Sokoll LJ, O’Brien ME, Tucker K, Dawson- Hughes B, Sadowski JA. Assessment of dietary phylloquinone intake and vitamin K status in postmenopausal women. Eur J Clin Nutr 1995;49:832-41.
    11) Franco V, Polanczyk CA, Clausell N, Rohde LE. Role of dietary vitamin K intake in chronic oral anticoagulation: prospective evidence from observational and randomized protocols. Am J Med 2004;116:651-6.
    12) Pedersen FM, Hamberg O, Hess K, Ovesen L. The effect of dietary vitamin K on warfarin-induced anticoagulation. J Intern Med 1991;229:517-20.
    13) Ovesen L, Lyduch S, Idorn ML. The effect of a diet rich in brussels sprouts on warfarin pharmacokinetics. Eur J Clin Pharmacol 1988;34:521-3.
    14) Karlson B, Leijd B, Hellstrom K. On the influence of vitamin K-rich vegetables and wine on the effectiveness of warfarin treatment. Acta Med Scand 1986;220:347-50.
    15) Bailey DG, Malcolm J, Arnold O, Spence JD. Grapefruit juice-drug interactions. 1998. Br J Clin Pharmacol 2004; 58:S831-40.
    16) Lilja JJ, Kivisto KT, Backman JT, Neuvonen PJ. Effect of grapefruit juice dose on grapefruit juice-triazolam interaction: repeated consumption prolongs triazolam half-life. Eur J Clin Pharmacol 2000;56:411-5.
    17) Wong AL, Chan TY. Interaction between warfarin and the herbal product quilinggao. Ann Pharmacother 2003;37:836-8.
    18) Carr ME, Klotz J, Bergeron M. Coumadin resistance and the vitamin supplement “Noni”. Am J Hematol 2004;77:103.
    19) Camilo ME, Jatoi A, O’Brien M, Davidson K, Sokoll L, Sadowski JA, et al. Bioavailability of phylloquinone from an intravenous lipid emulsion. Am J Clin Nutr 1998;67:716-21.
    20) Penrod LE, Allen JB, Cabacungan LR. Warfarin resistance and enteral feedings: 2 case reports and a supporting in vitro study. Arch Phys Med Rehabil 2001;82:1270-3.
    21) Couris RR, Tataronis GR, Dallal GE, Blumberg JB, Dwyer JT. Assessment of healthcare professionals’ knowledge about warfarin-vitamin K drug-nutrient interactions. J Am Coll Nutr 2000;19:439-45.

    Diş ve Coumadin

    Merhabalar, 2012 Şubat ayından beri Coumadin kullanıyorum.3 seneyi geçtim (2015 yılında yazmıştım).Nice yıllara insallah :) Genel o...